Sükût... Kıvrm kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneșe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im Kavuşmak mı?.. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz
Ses demir, su demir ve ekmek demir..
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Biz Zafer Kazanacağız, Çünkü Biz Haklıyız (Kafkas Gazetesi, 03.10.1992)
1985 yılında Sovyetler Birliği'nde “baş gösteren” fırtınalı olaylar Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti'ni de etkisi altına almıştı. Bunu anlamak zor değil. Çünkü bizim milletimiz de başkaları gibi “vahşi imparatorluk kazanı”nda yanıyordu. Ve demokrasi dalgalarına kolayca