Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya ortasındasındır Aşk'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde.. Ella Rubinstein (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte "sorunsuz" bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir. Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar... ve aşkın peşinde katetmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller... Aşk... kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası... Aşk... Elif Şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman. (Tanıtım Bülteninden)
"Doğan Hasol bize hep 'Kötü binada iyi insan yetişmez."derdi. Çarpık şehirden de düzgün insan çıkmaz. Hepimizin sevdiği bir futbolcu, politikacı, sinemacı veya müzisyen var. Fakat her birimiz yaşayan bir mimar benimsiyor muyuz? Romalı Mimar Vitrivius, 2000 yıl önce yazdı: 'Bir binanın üç özelliği olmalı: Sağlamlık, kullanışlılık,
Reklam
Su gibi sessizce sızıp gidiyor günler Hüzünle, hazla, neşeyle birikiyor dünler Daha şimdiden mazide birikti seneler Akarsular denize dökülür durur Kaynağı tükenen akarsu kurur Ve insan kaynaksız bir akarsudur Lakin su değil,Ömür akar insandan Hiç kimseler farkına bile varmadan Ve elbet günü gelince kurur kalır insan Ne var anlamam zaten şu dünyada Korkan ademoğlu ölümden. Oysa, Günbegün yaklaşıyor dünyaya veda Yar yaren arkandan ağlasa ne olur Yaşlı gözleri akan zaman kurutur. Tüm dünyevi hareketlerin, unutulur... ...Mustafa Aydın...
Ah sevgilim,ayrılık trenini çoktan kaçırmadık mı biz? Bulup bulup kaybetme oyunlarını çoktan tüketmedik mi?O dünyevi aşk oyunlarından,kıskandırmalardan ,kaçamaklardan çoktan vazgeçmedik mi?Birbirimizi en ağır ihanetlerde sınamadık mı?Anlamadın mı artık,varlığım sana acı vermek için değil...Sadece seni sevmek için yaşadım ben! Cezmi Ersöz
Efsaneye göre kuşların hükümdarı olan Simurg Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir
Öyle bir yerdeyiz ki şimdi, tüm acılar üstümüze yağıyor.Birbirimizle her konuda ayrım yapılan bir yerde belki birbirimizi daha da ötekileştiriyoruz.Neyin çabası , neyin hırsı bizi sürüklüyor vahşete. Dünyaya bırakıldık , aynı türdeniz ama farklıyız.Nasıl ki iki kardeş aynı anadan babadan fakat farklı yapıda.Aynısı tüm insanlık için geçerliyken , insanın düşmanı insan olmuş.O kadar dünyevi şeylere bağımlıyız ki. Sanki burası için bütün kavgamız.Kendi türüne savaş açmak kendini yok etmek değilde nedir? Hoşgörümüz yok , birbirimize tahammülüz kalmamış.Her şey çıkar ilişkisi olmuş.Bu benci tavırlarla yeni nesile daha kötü bir gelecek bırakmaya kararlıyız.
Reklam
Psycology Today dergisinde yayınlanan bilimsel bir çalışmaya göre, vücudumuzdaki ağrıların fiziksel sebeplerinin yanı sıra duygusal sebepleri de olabilir. Buraya kadar normal, çünkü hepimiz stresin bir takım ağrı ve acıları tetiklediğini biliyoruz. Ancak bu çalışmada hangi duyguların hangi bölgeleri etkilediğini de ortaya koymuş. Özellikle
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.