Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Sırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok. Damarlarımdaki alkolü kolonyayla sildim. Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterek Kentin bütün üstgeçitlerinden geçtim Evlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Yok. Sevgilim.
ANA AVRAT SİLAH
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun  Sırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok.  Damarlarımdaki alkolü kolonyayla sildim.  Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterek  Kentin bütün üstgeçitlerinden geçtim  Evlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor  Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun  Yok. Sevgilim.
Reklam
Bazen durup düşünüyorum, düşündükçe boğuluyorum.
Geçmiş zaman
GEÇMİŞ ZAMAN Anamın sancısı öğlen azığından sonra tutmuş. Tam böğrünün alt tarafında keskin bir sancı. Herkesten habersiz bir destenin dibinde gün batımına doğru doğmuşum. Anam mor çiçekli fistanından yırtmış kundağımı. Mor çiçekleri sevmem ondan sanırım. Göbeğimi güneşte yaldır yaldır ışıldayan kara saplı kayseri işi bıçak ile kesmişler. Kara,
Nazım Hikmet
Şiirlerinde işçiyi, köylüyü, çiftçiyi, aşkı, sevgiyi, emeği anlatan hayatı boyunca rüzgara karşı yürüyen bir insan geçti bu dünyadan. Memleket hasretiyle yazdığı onlarca eşsiz eser bıraktı geriye. Memletekini göremeden öldü. Dizelerinde anlattı bu hasretini; Memleketim, memleketim memleketim, Ne kasketim kaldı senin ora işi Ne yollarını taşımış
Sarı
youtu.be/rhCdg0LTONQ Bir ara sokakta öldüm…dün Öylece yani. Birdenbire Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde Granit duvarlı binanın anlamsızlığına, Şehrin boşu boşunalığına içerlerken Bırakmışım son nefesimi kaldırıma
Reklam
1957 – 59 İstanbul, Fatih, Bütün gün beni, bu kâğıtların başında oturmaya iten yalnızlığımı düşündükçe acımın artmasını istiyorum. Bu büyük, kalabalık şehirde hiçbir teselli yok benim için. Acım, çok önceleri, başka sokakların, başka pencerelerin, yatak odalarının, bütün o anlamsız eşyanın bulunduğu ortamda çok daha büyüktü. Şimdi başka bir
Yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü gülüşünü “çok özledim”.. Sesine mevsimlerin eğildiği, gözlerine baharın ağladığı, ağlar gibi gülmeni,çocuk gibi masum dokunuşlar, gülecek gibi duran yüzünü özledim… Ansızın bir duygu körüklenirse yüreğinde, aklına takılırsa uzaklar ve bir de kulakların çınlarsa amansız, bil ki bir yerlerde özlenmişsindir....Usandım yeşermemiş umutsuz bahçeyi beklemekten, usandım, tarla kuşunun sesinden usandım bu yürekten kendimden usandım durup durup seni özlemekten.....Hasretim rengine siyah mı desem ağarmak bilmiyor sonsuz geceler ya gülerdim ya ölürdüm görsem ömrümden uzansa sensiz geceler...Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından. Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum...Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından...Yetişir bunca keder bunca elem diyorum...Bu ne bitmez ayrılık, bu ne bitmez özlem diyorum. Neden bu kadar zor seni sevmek ve bulamamak dokunmak istedikçe uzaklaşmak düşündükçe unutmak neden bu kadar zor seni sevdiğim halde söyleyememek hep birşeyler gizlemek sana sahip olacağım yerde seni kaybetmek… artık her şey yasta..Bu yasla ayrılacağım  bu gün bu şehirden..Döndüğümde daha güçlü, kalbim daha canlı dahaa …..(sensiz dilim varmıyor ki bu kelimelere.)
Durup düşündükçe seni Bir bıçak yarası Gecenin bir yarısı Gözümün önünde gözlerinin karası Daha yaşanmadı bile yarısı Ben sende bıraktım hangi yarımı
71 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.