Ey lüzumsuz merak eden hasta!
Sen, hastalığın ağırlığından merak ediyorsun.
O merakın, senin hastalığını ağırlaştırır.
Hastalığın hafifleşmesini istersen, merak etmemeye çalış.
Yani hastalığın faidelerini, sevabını ve çabuk geçeceğini düşün, merakı kaldır, hastalığın kökünü kes.
Evet merak, hastalığı ikileştirir; maddî hastalığın altında merak ile manevî bir hastalığı kalbine verir; maddî hastalık ona dayanır, devam eder.
Eğer teslimiyetle, rıza ile, hastalığın hikmetini düşünmekle o merak gitse, o maddî hastalığın mühim bir kökü kesilir, hafifleşir, kısmen gider.
Hususan evhamla bir dirhem maddî hastalık, bazan merak vasıtasıyla on dirhem kadar büyür.
Merak kesilmesiyle, o hastalığın onda dokuzu gider.
Merak, hastalığı ziyade ettiği gibi, hikmet-i İlahiyeyi ittiham ve rahmet-i İlahiyeyi tenkid ve Hâlık-ı Rahîm'inden şekva hükmünde olduğu için, aks-i maksadıyla tokat yer, hastalığını ziyadeleştirir.
Evet nasılki şükür nimeti ziyadeleştirir.. öyle de şekva; hastalığı, musibeti tezyid eder.
Hem merakın kendisi de bir hastalıktır.
Onun ilâcı, hastalığın hikmetini bilmektir.
Madem hikmetini, faidesini bildin; o merhemi meraka sür, kurtul.
"Ah!" yerine "Oh!" de, "Vâ-esefâ!" yerine "Elhamdülillahi alâküllihal" söyle.