Düşünmek bir hastalıktır!

k.

"Bilmek ve hâlâ bilmediğimizi (düşünmek) en yüce hünerdir. Bilmediğimiz halde (bildiğimizi) sanmak hastalıktır." En yüce Tanrı'ya isim takılamayacağı bu felsefenin sadece bir sonucudur.

Sayfa 94Kitabı okudu

Sevme Sanatı Erich Fromm

nikoderler

@demiskinedemis

14 Nisan 00:18

Çok düşünmek de bir hastalıktır.

Sayfa 429Kitabı okudu

Deşifre Deha Mai Jia

Reklam

Saلiha

@Okur_talebe

27 Mart 06:21

Tanrı sevgisi

Bilmek ve hala bilmediğimizi( düşünmek) en yüce hünerdir .Bilmediğimiz halde bildiğimizi sanmak hastalıktır. En yüce Tanrıya isim takılamayacağı bu felsefenin sadece bir sonucudur.

Sayfa 72Kitabı okudu

Sevme Sanatı Erich Fromm

Lavinya

@nurummmn

15 Mart 00:04

Ve düşünmek

“Yemin ederim ki her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır.”

Yer Altından Notlar Fyodor Dostoyevski

Aşkın mutlulukla bir ilgisi olmadığını söylüyordu; aşkı mutluluk, sevgi,bağlılık gibi şeylerle ilişkilendirmeden,tek başına düşünmek gerektiğini. En yakın benzeri tutkudur,ikisi de akıl tanımaz diyordu. Hem aşk en iyi ihtimalle hastalıktır, çoğu zaman iyileşirsin, iyileşmezsen de ölürsün.

Kitabı okudu

Dünya Ağrısı Ayfer Tunç

Onur

@onur310590

01 Mart 22:40

_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın

devamını oku

Cesaret Osho

Reklam

UlU 〄

@Soyluhanedan

23 Şubat 20:43

1000Kitap

Fazla düşünmek bir hastalıktır.

Kitabı okudu

Dünyayı Güzellik Kurtaracak Fyodor Dostoyevski

zepp

@_zepp

22 Şubat 11:17

Edebiyat

Fazla düşünmek bir hastalıktır.

Dünyayı Güzellik Kurtaracak Fyodor Dostoyevski

G.

@adenozintrifosfat

20 Şubat 10:37

Düşünce

448 syf.

· Kitabı okudu

9/10 puan verdi

3 günde okudu

Çok düşünmek de bir hastalıktır.

Hiç sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu. Kitabı otobiyografik bir kitap olduğunu bilerek okumaya başladım. Kitabın ilk sayfalarından itibaren anladımki kitap otobiyografik kitaplardan farklı bir tarzla ele alınmış. Bu da kitabı soluksuz bir şekilde bitirmemi sağlayan sebeplerden. Uzun zaman sonra ilk kez farklı bir tarz, bir konu hakkında bir şeyler okuduğum için ayrıca kendimi çok iyi hissediyorum diyebilirim. Kitabı bitirdikten sonra kafamdaki soru işaretlerini yok etmek için, kitapta ki ana kahramanımız olan "Rong Jinzhen" hakkında biraz araştırma yaptım. İstediğim gibi sonuçlar elde edemedim. O dönemin şartları yüzünden Rong Jinzhen hakkında pek elle tutulur bir bilgi yoktu. Zaten yazar bunu kitapta açıklıyor. İyi yönden bakacak olursam, Rong Jinzhen'in gizemli hayatı onu yıllar sonra bile hatırlamama sebebiyet verecek türden. Kitapta anlatılanlara gelecek olursak, yazarın deha ve deliliği aynı madalyonun diğer yüzleri olarak görmesi ilgimi çekti. Aslında kitabı bitirdikten sonra yazarın yanlış düşünmediğini çok iyi anlıyorsunuz. (Spoiler olmaması için daha dazla detay vermeyeceğim.) Kitabın bana kattığı şeylere gelecek olursak; başımıza gelen talihsizlikleri dert olarak görüp, felaket olarak görmememiz gerektiğini ve çözümün sadece gözümüzün önündeki bir deri çantanın içinde saklı olabileceğini unutmamak gerektiğini söyleyebilirim. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim...