Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
72 syf.
7/10 puan verdi
Gölgeye övgü’de Tanizaki, geleneksel Japon estetiğini anlatırken aynı zamanda bunu Batı’yla kıyaslıyor ve giderek değişen bu estetiğin durumundan hiç memnun olmadığını belirtiyor. Kendi milletinin özgünlüğünden yer yer bahsederken ve yüceltirken Batı’ya olan öfkesini her fırsatta göstermeyi ihmal etmiyor kesinlikle. Geleneksel Japon mimarisinden,
Gölgeye Övgü
Gölgeye ÖvgüCuniçiro Tanizaki · İthaki Yayınları · 20222,022 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
Aklımızın İbadeti Tefekkür
“Bir saat tefekkür, gece ibadetinden daha hayırlıdır.” Beyhakî, Şuabul İman Tefekkür, insana düşünmesi için verilmiş beyninin ve aklının ibadetidir. Öyle ki her insan bir salise dahi olsa düşünmekten kendini alamaz. Ve düşünmenin en güzeli, Allah'ı ve O'nun mahlûkatını düşünmektir. Bütün dünya eşsiz bir sanat eseri. Ve her eserde elbette görülmeye, anlaşılmaya üzerinde düşünülmeye ihtiyaç duyuyor. Güneş her gün batıp doğuyor, ağaçlar her baharda yeniden çiçek açıyor, meyveler dallardan bize bakıyor. İnsan hiç düşünmez mi ki her gün yemek için önüne gelen meyveler, sebzeler nasıl geliyor? Kapkara topraktan rengârenk mahsûller çıkıyor. Düşünmeli, tefekkür etmeli ve bu tefekkürle de, bize düşünme kabiliyetini dâhi veren O Sanâtkârı anmalıyız. Çünkü "Sanatlı bir eser Sanatkârı icâb eder." der Bediüzzaman Said Nursi. Kitap okumak, bir nevi yazarıyla sohbet etmek mukâbilindendir. Galiba Hocamızın kitaplarından okumayalı uzun bir müddet geçmiş, çünkü dilini, yazısını çok özlemişim okurken bir yandan da bunu hissettim. En güzel kaynaklardan derlenip toplanılmış bir çiçek demeti gibiydi kitap. Beyitlerle de süslenmişti. Üstad Necip Fazıl'ın halkalarından çıkıp, edebiyatla, şiirle özel ilgisi hatta romanı dâhi olan Hocamızın yazıları insanın kalbine dokunuyor. Allah Ondan razı olsun, daha çok eserini okumayı nasib etsin.
Kâinat, İnsan ve Kur'ân'da Tefekkür
Kâinat, İnsan ve Kur'ân'da TefekkürOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayıncılık · 2010273 okunma
Reklam
350 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Osmanlı Medeniyeti
Drina Köprüsü beni çarpan, hayran bırakan, bitirmeye kıyılamayacak kadar güzel bulduğum iki romandan birisi oldu. (Don Kişot'la birlikte) Öyle ki kitabı henüz yarılamadan yazarın diğer bütün kitaplarını sipariş verdim. Üç kıtaya yayılmış, asırlar boyunca hüküm sürdüğü topraklarda barış içinde yaşamanın teminatı olmuş bir İmparatorluğun
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma
420 syf.
1/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir kitaba bu kadar düşük puan vereceğim aklıma gelmezdi ama verdim işte. Konusu genç kızımızın gittiği toplantıda gördüğü gizemli çocuğa aşık olması ve devamında yaşanan olaylar çevresinde dönüyor. Vampirlerle ilgili olduğu yazıyor ama arka kapakta bu yazmasa okurken aklıma vampirler gelmezdi çünkü bahsedilen şey iblis ve istekleri olduğundan gözümde farklı bir tür canlandı. İlk 100 sayfayı kitabı duvara fırlatmadan okumam bir mucizeydi. İlk görüşte aşkında bir sınırı vardır kız çocukla iki kelime dahi konuşmadan ayrıldığı halde gece gündüz onu düşünmesi ve bizlerin sayfalarda yüz kez çocuğun adını okuyarak ezberlememiz gerçekten sinir bozucuydu üstüne bir de çeviriden kaynaklı sorunlar eklenince okumak çok zor oldu. Başladığım kitabı bitirmeden bırakamayacağım için mecburen okudum. Neyse ki belli bir yerden sonra daha sürükleyici oldu. Acaba kitabı iki farklı kişi mi yazdı çünkü sonrasında ilk sayfalara nazaran daha iyi bir anlatım vardı ama tabi bu kitabı kurtaramamıştı. Karakterler tutarsızlık içindeydi, olaylar karışıktı, iki karakterin birbiriyle kurduğu doğru düzgün bir diyalog dahi göremedik ki bu 'ne okudum ben' diye bağırma isteği uyandırdı. Sanki kitap çok güzel ilerlemiş ve biz tüm boşlukları doldurmayı başarmışız gibi bir de ne olduğu belirsiz bir sonla karşılaştık. Gerçekten hata çeviride mi yazarda mı bilmiyorum ama konusu ilgi çekici olsa bile kitap okunamayacak haldeydi.
Ölümsüz
ÖlümsüzTanja Heitmann · Pegasus Yayınları · 2010118 okunma
İnsan Beyni Neden %90 Oranında Kullanılamıyor
Eli var ama tutabileceği bir şey yok. Ayağı var ama koşabileceği bir yer yok. Gözü var ama görebileceği bir manzara yok. Kulağı var ama duyabileceği güzel sesler yok. Organlarının şehadetiyle diyebiliriz ki o çocuk o içerisinde bulunduğu anne rahminde kalmak için yaratılmamıştır. Aksine bütün organlarını ve duyularını kullanabileceği başka bir yer
153 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.