Kahramanlar insanın görüşünü sınırlar. Askeri üniforma gi- bidir kahramanlar. Gençler (bazen yaşlılar da) onlar gibi ol- maya çalışırlar. Onlara öykünürler. Hepimiz, kahramanların okuduğu bütün kitapları okuruz. Kahramanlarımızın giyin- diği gibi giyinir, onlar gibi konuşmaya özeniriz. Onlar içi- yorsa içeriz, içmiyorsa içmeyiz. Kahramanlar, insanın tüm özgürlüğünü elinden alırlar. Nasıl yaşayacağımızı bize daya- tırlar. Tüm kahramanlar totaliterdir. Sonsuz yaratıcılık po- tansiyelimizi hadım ederler. Özgür bir insanın kahramanları olamaz, çünkü kahraman statūkoyu simgeler. Taklit edilme- si gereken bir modeli simgeler. Kahraman yaratma özlemi, hepimizin içindeki totaliter eğilimi, güçlü bir kişiye gönül- lü olarak boyun eğme ihtiyacını gösterir. Kahramana duy- duğumuz gereksinim, kendi içimizdeki güvensizlikten do- ğar. Ister muhalefette, ister iktidarda, ister balığa çıkmış, is- ter işte olalım; hepimiz bir başkasından (saygı duyulan bir meslektaşımızdan tutun da kendisi de bir tür kahraman olan Tanrı'ya kadar) neyi, nasıl ve ne zaman yapmamız gerektiğ ne ilişkin bir işaret bekleriz.