Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Tanrı evreni yarattıktan sonra emekliye ayrılır ve bir gökdelenin göğe yakın bir katında yaşamaya başlar. Bu boş geçen zamandan sıkılmaya başlayan Tanrı, balkonundan insanları izlerken insanlara olan nefretinin farkına varıp yaratma eylemine devam eder. Lâkin bu sefer insanoğlunun yaşamdan aldığı her zevki yok etmek için kullanır gücünü.
Muzip Tanrı
Muzip TanrıJean-Louis Fournier · Chiviyazıları Yayınları · 2006266 okunma
Eğer emzirme fizyolojik olarak bir çocuğun sağlığı ve bağışıklık sistemi için ciddi avantajlar sağlıyorsa, psikolojik olarak da bu avantajlari sağlıyor olması muhtemeldir. Ne var ki bu emzirirmeyen ya da emzirmek istemeyen bir kadının kendini suçlu hissetmesine neden olmamalıdır. Psikolojik olarak önemli olan beslenme sırasında bebeğe iletilen duyguların neler olduğudur. Bir çocuk emziririlse de şişeden de beslense sevildiğini hissedebilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnsan hayatına dokunabilen ve yaşamdaki her hikayeden anlam çıkarabilen
Öncelikle sözlerime yine bir kitaptan bir kesit ile başlamak istiyorum. "Yaşamı aşama aşama yaşayacaksınız ama mutlaka bir bütün olarak düşünün. Gün gelip de bu hayata veda etme zamanı geldiğinde, 'Yaşamımda kendim olarak var mıydım, gönlümce yaşadım mı?” sorusuna nasıl yanıt verdiğiniz önemli." Kişinin yaşamında kendisi olarak var olması, üzerinde durulmayan ama güçlü bir kavram; duyguların, aklın, ilişkilerin, inanç ve değerlerinle sen kendi seçimlerinle mi yaşadın? Ne demiştik; insanın aklı bilmese bile içi his olarak yaşamında kendi olup olmadığını bilir. " Bu kesit bana "ASLINDA BEN KİMİM? KENDİM OLABİLİYOR MUYUM?" Soruları sordurttu. Aldığım cevapları neticesinde üzüldüğüm ya da sevindiğim anlar oldu. En nihayetinde ise "yolum nasıl olmalı" sorusunun cevabını verebildim kendime. Hayatta tabi ki saptığımız zamanlar olacak. Tek düze yaşam sürmemiz mümkün değil. Lakin işte kilit nokta burada: kendim olmak... tek düze yaşam sürmek değil, hayatın her notasında farklı bir dans etmek. Böylece ortaya nasıl bir resim çıkacağını heyecanla beklemek. Ve yine sözlerimi kitaptan bir kesit ile bitirmek istiyorum. "Hakikat arayışı olmayan bir insanın gerçek bir filozofa ya da bilim insanına dönüşmesi mümkün değildir."
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127,3bin okunma
60 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Dünya Adil Değil
Bu kısacık kitapta asırlık bir ömür yaşamış 104 yıl, ve bu yaşamı boyunca Dunyanın çeşitli Ülkelerinde yaptığı Muhteşem eserler bırakan dahi bir Mimarla yapılan söyleşiden kesitler var. Oscar Niemeyer Kimdir? 1907 Rio De Janeiro ‘ da doğdu. Escuelci Nacional De Bellas Artes, Mimarlık Bölümünden mezun oldu. Egzotik Brezilya duğumlu Oscar Niemeyer, yumuşak,tatlı binaların mimarı olarak tanımlanır. Mühendislik yeteneklerini tasarımla birleştirerek XX.yüzyılın en gösterişli, şiirsel ve farklı binalarını tasarladı. Işık, renk ve kıvrımsal duyguların yön verdiği göz alıcı tasarımlar yarattı.Rio de janeiro Sağlık Bakanlığı binasının tasarımına katkıda bulundu. Bu proje sırasında o dönemde Brezilya Devlet Başkanı olan Juscelino Kubitschek ile tanışarak Brezilyanın Başkenti Brasilia’nın yeni şehir tasarımcısı olarak atandı. Mimarının Picasso’su ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük modernisti olduğu söylenen Niemeyer’in Sevdikleri, Boş bir kağıtta saray , bir katedral ve bir kadın figürü görmek, sevmedikleri ise Toplumsal adaletsizlik.
Dünya Adil Değil
Dünya Adil DeğilOscar Niemeyer · Sel Yayınları · 201335 okunma
Bir insanın olumsuz duygularını sürekli olarak bilincinden uzak tutma çabaları, olumsuz duyguların yanısıra, yapıcı ve yaratıcı eğilimlerinin de kapalı tutulmasına neden olur. Diğer insanlarla birlikteyken tedirgin olan kişi, tüm enerjisini gereksiz yere savunma amacıyla kullandığından kendisinde var olan potansiyeli de harekete geçiremez ve kapasitesinin altında bir etkinlik gösterir. Böyle bir durum insanın kendi varoluş sorumluluğunu da üstlenebilmesini engeller. Bir başka deyişle, çocukken ana-babaya karşı geliştirilen olumsuz duyguların üstünün kapatılmasıyla başlayan süreç, insanın giderek kendisine yabancılaşmasına ve sonunda kendisi olamamanın suçluluğunu yaşamasına neden olur. Varoluş suçluluğu denilen bu duygu anlamlı bir yaşamı gerçekleştirememiş olmaktan kaynaklanır.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Geri131
316 öğeden 311 ile 316 arasındakiler gösteriliyor.