Utangaçlık, çekinme ve sosyal ortamlarda rahat olamama… Dünya üzerinde milyonlarca insanın en büyük şikâyetidir bütün bunlar. Sosyal yaşamı kâbusa çeviren bütün bu durumlar, bir kader midir? Yoksa değiştirilebilir bir davranış bozukluğu mudur? Ben tüm bunların, birer öğrenim olduğunu ve çekingenliği öğrendiğimiz gibi, rahatlığı da öğrenebileceğimizi düşünüyorum.
Hiç kimse doğduğu andan itibaren kendisini sosyal ortamlarda kaygılı bir halde bulmaz. Belki çekingenliğin temelleri çok küçük yaşlarda atılmış olabilir. Ya da eskiden var olan güven duygusu, bir olumsuz deneyimle yerle bir olmuş olabilir.
Sebep her ne olursa olsun, tüm duyguların temeli bir ya da birkaç deneyimden sonra atılır ve sonra da çorap söküğü gibi devamı gelir.