Ben, kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, bu en büyük güzelliğim senin bilmezliğin, duymazlığın - ya en boş dalmalar gözlerimizde.
Bir tek kişi için, ilkenin ve şerefin anlamını değiştiremez, bencilliğin hesap demek olduğuna, tehlikeyi duymazlığın mutluluk sağladığına da ne beni, ne de kendini inandıramazsın.
Bir tek kişi için, ilkenin ve şerefin anlamını değiştiremez, bencilliğin hesap demek olduğuna, tehlikeyi duymazlığın mutluluk sağladığına da ne beni ne de kendini inandıramazsın.
Ben, kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, bu en büyük güzelliğim senin bilmezliğin, duymazlığın - ya en boş dalmalar gözlerimizde.
Zaman zaman eski kitap satan yerlere uğrarım. Güzel kitaplar olur çoğu zaman. Alır koyarım kütüphaneme. Dün, sık uğradığım bir yere yine uğradım. Sahibi yoktu. Herhalde yemeye gitmiş olmalı. Lakin dükkanın önündeki tezgahta mevcut kitaplar açıktaydı. Hem zaman öldürmek hemde sahibinin gelmesini beklemek için tezgahtaki kitaplarla haşır neşir oldum. Yan yana duran İpek Ongun'un " Yaş On Yedi" iki kitabından birini aldım .elime; ilk sayfayı çevirdiğimde sanki elim yandı, yüreğim sızladı, gözlerim buğulandı.. attım elimden kitabı.
O, sararmış saman rengini yitirmeye yüz tutmuş ilk sayfada bir not vardı.
Sevgili torunum diye başlayan...Yazı, 1999 yılının 4 temmuzun da karalanmış. Bu kıritik yaşına girdiğin günde doğum gününü kutlamak istedim diyen duygulu bir nottu bu. Sonu bir imza ve DEDEN ibaresiyle. bitiyordu. İsim düşülmemişti.
Demek sunuluşundan.17 yıl sonra belki daha önce.. Tezgaha düşen bir dedenin hatırası, hediyesi üstelik bir kitap. Şayet 17 yaşında hediye edildi ise şimdi bu arkadaş 34 ün de olmalı.
Başına bir şey gelmedi ise, vurdum duymazlığın sonu ise bu hediyenin akibeti. çok yazık. çok yazık..
Üzüldüm, korktum, ağlamaklı oldum, elim gibi yüreğim de yandı. Henüz 22 aylık torunuma şimdiden hazırlamaya başladım ben kütüphanesini oluşturmaya onlarca kitabı var şimdiden. Biz birlikte okuruz zaman zaman kitapları..Akibet acaba böyle mi olur... Korktum. korktum.
Korkumu paylaşmak istedim...
Bir bireyin hatırı için ilkenin ve şerefin anlamını değiştirerek düpedüz bencilliğin, ihtiyatlık olduğuna ve tehlikeyi duymazlığın mutluluk sağladığına beni de kendini de inandıramazsın.
Bir tek kişi için, ilkenin ve şerefin anlamını değiştiremez, bencilliğin hesap demek olduğuna, tehlikeyi duymazlığın mutluluk sağladığına da ne beni, ne de kendini inandıramazsın."
Ben, kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, bu en büyük güzelliğim senin bilmezliğin, duymazlığın - ya en boş dalmalar gözlerimizde.
Bir bireyin hatırı için ilkenin ve şerefin anlamını değiştirerek düpedüz bencilliğin, ihtiyatlık olduğuna ve tehlikeyi duymazlığın mutluluk sağladığına beni de kendini de inandıramazsın.
Ben, kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, bu en büyük güzelliğim senin bilmezliğin, duymazlığın - ya en boş dalmalar gözlerimizde.
İhtiyarın Hela Felsefesi'ne
"Banyoyu ve helayı bembeyaz yapmak, Batılılara özgü aptal bi düşüncedir.
Sırf tek başına, yabancı gözlerden ırak kalabildikleri bi yer diye insanın kendi bedensel atıklarını
bizzat kendi gözüne sokacak bir ortam tesis etmek, vurdum duymazlığın dik âlâsıdır!
Bedenden çıkan tüm pislikleri itinayla karanlıkta gizlemek adabimuaşeret icabıdır."