Mahlûkata şefkat ve onların haklarına riâyet hususunda Osmanlı;
Ecdâdımız, hayvanlara haddinden fazla yük taşıtmayı kânunla yasaklamıştır. Hatta bazı zabıta kuvvetleri, bu yasağı ihlal edenleri takip edip hayvanı dinlendirmek ve sahibine de ceza olarak aynı yükü taşıtmakla vazifelendirilmiştir.
Ebediyeti bilmek kişiyi anlayışlı kılar; anlayış kişiyi açık fikirli...
"Her şey hareket halinde, yükseliyor ve geri dönüyor. Bitkiler çiçeklenir, ama sırf köklere dönmek için. Köklere dönmek, dinginlik aramak gibidir. Dinginlik aramak kadere yol almak gibidir. Kadere ilerlemek ebediyet gibidir. Ebediyeti bilmek aydınlanmadır ev ebediyeti tanımamak kargaşa ve kötülük getirir.
Ebediyeti bilmek kişiyi anlayışlı kılar; anlayış kişiyi açık fikirli kılar; tasavvur genişliği soyluluk getirir; soyluluk cennet gibidir."
Sayfa 175 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Yolculuğa çıkmanın getirdiği özgürlük, hafiflik, evden ve günlük alışkanlıklardan kopma duygusuyla, hele yurtdışındayken yabancı bir dilde konuşmanın verdiği geçici rahatlığa eklenen, yanınızdaki yolcunun ebediyen bir yabancı kalacağına dair baştan çıkarıcı sınırsızlığın etkisiyle birden diller çözülür ve bazen insanın kendisini bile şaşırtacak bir cüretle gün yüzü görmemiş sırlar ortaya saçılır. "
Sayfa 14Kitabı okudu
Tevhîd akîdesinin en ufak bir ortaklığa dahî tahammülü yoktur.
O'na doğru demektir: Ne O'nda, ne O'na, bilakis O'na doğru. O kim? Allah. Allah'a doğru demek? Allah değişmez bir yerde değildir ki insan oraya erişince bu hareketinin sonu olsun ve orada dursun. Allah sonsuzluk, ebediyet, mutlaktan ibarettir. Bundan dolayı insanın Allah'a doğru, Allah'a yönelik hareketi veya yolculuğu; diğer bir mana ve tabirle, insanın ebedi olarak, mütemadiyen İ, durmaksızın sonsuz tekamüle ve sonsuz Aşkın'a doğru hareketidir. Asla durma yoktur. Bu, "olmak" İn ve insanın manasıdır.
Sayfa 21 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
