Aklı kaçınılmaz biçimde serbestti; düşünceleri başka hiçbir yere zincirlenemiyordu; geçmiş ve gelecek, böyle ilgi çekici bir konuda onun önüne gelmiş, dikkatini zorlamış, belleğini, düşünüşünü ve hayalgücünü alt etmiş olmalı.
“Kentin sizi ve felaketi duvarlarıyla çevirdiği günden beri insanlara ve nesnelere yeni bir bakış yöneltiyorsunuz. Sonunda artık biliyorsunuz ki, her şeyin özüne inmek gerekli.”