Fakat çok az insan kendi doğasını tanıyordu. Duyguların gölgesinde kalmak, ruhunun normal, kesintisiz karanlığına karşı hiçbir şey yapmamak insanı umutsuzluğa sürüklüyordu.
Her gün kendimi bütünüyle inşa ediyor ve bütünüyle yıkıyordum. Kendini kontrol etmek, beyni kullanarak emir verebileceğin ve sana boyun eğen bir mekanizmaya çevirmek bir zevkti.
…ona göre ben zaten dama her şey ve herkes tarafından sarsılmaya, her şey ve herkes konusunda kendime zararlı olacak şekilde derin düşüncelere dalmaya müsaitmişim.