''Mandolin sesi hiç bu kadar canımı yakmamıştı.''
''Ne dinliyoruz?''
''Vivaldi'nin G Minör'den Mandolin Konçertosu'nu. Organlarımın kazındığını hissediyorum. Ruhi, sen ne dersin bu konuda? Senden çalınanlar üzerine hissettirecek bir iki baş ağrısını daha bana lütfeder misin?''
''Yaşın kaç ki daha senin?''
''Ana rahmine düştüğümüz 9 ayı da sayıyor
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakarken ki ağlayan yüzünle
Ve yarışırsa ancak Monet'nin
Kadınlarına yaraşan giysilerinle
Gördüm de
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
Bir otel kapısının
Edip CANSEVER ANISINA..
"Ben gidince hüzünler bırakırım" demiş ölüm yıl dönümünde büyük ustayı saygı ile anıyoruz ..
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakarken ki ağlayan yüzünle
Ve yarışırsa ancak Monet'nin
Kadınlarına yaraşan giysilerinle
Gördüm
Gözlerini Cemal Süreya yazsın,
Saçlarını Rıfat Ilgaz...
Endamını Hasan Hüseyin yazsın,
Masumiyetini Sunay Akın...
Dudaklarını Edip Cansever'den,
Hasretini Nazım Hikmet'ten,
Sevdan Ahmet Arif'ten;
Okuyanın ben olayım yaşayanın da ben.
Denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor
Yürüyorum kumların çakılların yanı sıra
Yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan
Avuçlarımda bir yanma
Büyüyen bir ürpertiyim sanki, kayıp gidiyorum üstünde sabahın
Oldu olacak
Eğilip bir taş alıyorum yerden, fırlatıyorum denize
Ufacık bir gülüş geçiyor suyun üzerinden
Bir çocuğun gülüşü