Sırlarınızı sakladığınız ve bilgiyi bastırdığınız sürece, özünde kendinizle savaş halindesinizdir. Ana duyguları saklamak, çok fazla enerji tüketir, değerli bigilerin peşinde koşma motivasyonunuzu azaltır. Sizi can sıkkınlığı ve içe kapanıklılıkla baş başa bırakır.
Sevdiğiniz birinin saldırısına uğradığınız için kalbiniz hâlâ kırıksa incinmemek için uğraşır durursunuz ve yeni birine açılmak sizi korkutur. Aslında, farkında olmadan onlar sizi incitmeden, siz onları incitmeye çalışıyor olabilirsiniz.
Sayfa 211
Bilinçli beynimizin büyük kısmı kendini dünya dışına bakmaya adamıştır. Başkalarıyla anlaşma ve gelecekle ilgili planlar yapma. Ancak bu yine de kendimizi yönetmemize yardımcı olmaz. Nörobilim araştırmaları, hissettiklerimizi değiştirebilmemizin tek yolunun içsel deneyimlerin farkında olmak ve iç dünyamızda olan bitenle dost olmayı öğrenmek olduğunu göstermektedir.
Sayfa 206
Okur Takip Önerileri
Sakin ve kaygılardan kurtulmuş olmak, umutsuz olunduğu anlamına gelebilir, hatta bu sakinlik, bu güven umutsuzluk olabilir;ve aynı şekilde umutsuzluk aşıldığı zaman elde edilen huzuru gösterebilir.
İyileşmenin kökeni...sevgi dolu, uyumlu ve kendine hakim bir kişinin kalbinde, zihninde var olma ve anlaşılma algısında yatmaktadır.
Normal kişiler ve kronik travma yaşayan kişiler arasındaki en göze çarpan fark, doğrudan bakışa verdiğ yanıtta prefrontal korteksin aktivasyonundaydı. Prefrontal korteks normalde bize doğru yaklaşan kişiyi değerlendirmemize ve ayna nöronlarımızda karşıdaki kişinin niyetini anlamamıza yardım eder. Ancak, TSSB yaşayan kişilerin frontal loblarında hiçbir kısım harekete geçmedi, bu da yabancıyla ilgili merak duygusu uyanmadığı anlamına geliyordu. Yalnızca, duygusal beyinlerinin derinliklerinde, irkilme, aşırı uyarılmışlık, sinme ve diğer kendini koruma davranışlarını oluşturan periakuaduktal gri olarak bilinen ilkel alanlarda yoğun bir aktivasyon gerçekleşti. Sosyal bağlantı kurmakla ilişkili herhangi bir beyin alanında aktivasyon yoktu. Kendilerine bakılması durumunda hemen yaşamda kalma moduna geçtiler.
Sayfa 102
Çektiğimiz acının en büyük kaynağı kendimize söylediğimiz yalanlardır.
Sayfa 27
Lisa'nın alaycılığının, utangaç, kalbi temiz insanların, ruhlarına paldır küldür, izin almadan girmek isteyenlere karşı gururlarını korumak ve bir çeşit çekingenlik perdesinin ardına gizlenip hislerini açık etmemek için başvurdukları sıradan bir son çare olduğunu anlayamamıştım.
Sayfa 106
Bir madalyonun birbirini tamamlayan ve birbirine bağımlı iki yüzüyüz; onlar melek biz şeytan. Bize fırsat sağlamaları için onların iyi olmalarına ihtiyaç duyuyoruz; onlar da onaylamama, kendilerini üstünü hissetme ve birilerini dışlayarak cezalandırmaya ihtiyaçları için bizim kötü olmamıza gereksinim duyuyorlar.
Sayfa 378
Elbette erken çocukluk döneminden itibaren gerçek duyguları sökülüp atılan insanlar, kilise gibi kurumlara bağlı olacaklardır ve ne hissetmelerine izin verildiğini söylenmesine izin vereceklerdir.
Sayfa 113
Beden, gerçekten hayret verici bir azim ve zeka ile yalanlara karşı savaşır. Ahlaki ve dini savlar, bunu yutturamaz ya da bozamaz. Küçük bir çocuğa ahlak zorla dayatılır. Çocuk, bu besini isteyerek kabul eder çünkü anne babasını sever ve okul hayatı boyunca sayısız hastalıktan muzdarip olur. Bir yetişkin olarak geleneksel ahlaka karşı savaşmak için müthiş zekasını kullanır ve muhtemelen bu süreç içinde filozof ya da yazar olur.
Sayfa 111
Başkalarını kendi karmaşalarından kurtarma görevinden ne zaman sıyrılmaya çalışsam, suçluluk duygusundan neredeyse ölüyordum.
Doğal duygularını bastırmayı öğrenen kadın ve erkeklerde şefkat duygularını uyandırmanın ne kadar imkansız olduğunu ortaya çıkardık. Başkalarının ne hissettiğine dair duyulan merak bastırılmıştır. Hayatlarının başında fiziksel olarak sakat bırakılan insanlar, kendilerini yalnızca Tanrıya dua edebilecekleri bir mahzene hapsetmişlerdir sanki. Bütün sorumluluğu ona bırakırlar ve sevgi dolu Tanrının işleyebilecekleri herhangi bir günah yüzünden kendilerini cezalandırmaması için kilisenin bütün kurallarına dikkatle uyarlar.
Sayfa 83
Hayat, kötülükten ayrı olarak değil, kötülüğe rağmen iyiye ulaşmaktır.
Sayfa 289
Tüm hayatını ve benlik imgesini gururlu bir kendine yeterlilik etrafında inşa etmişti. Tiksinti, genellikle ardında çok derin bir korkuyu; siz olduğunu zannettiğiniz kişinin yok olacağı korkusunu gizler.