Kaynadı mevsimlerin
konar göçer hisleri,
Ellerin,
Parmakların,
Ahu gözlerin
Ve dillerin
Tatlı namelerinden ruhumu demlesem bir bakır semaverde,
Gel artık
Yer bizim,
Gök bizim!
Damla damla saçtığın incileri topluyorum göğsümde,
Kalbim;
İşte bizim küçük balkonlu yeni evimiz...
1900lü yılların başında Giresun’da doğan Eftelya’nın kısa hikayesi bu. Daha küçücük bir çocukken annesini kaybeden; savaşlar, mübadeleler ve takip eden büyük değişim dönemlerinde kendine önce anlamlı bir gelecek, olmayınca geçinecek bir iş bulmaya çabalayan bir kadının öyküsü… Her ne kadar Korovinis ile tanıştığında 80 yaşını aşmış da olsa, bence
Eftelya... yani takma ismiyle Çika....
Hayat Çika'ya darbesini daha çok küçükken vurmuş aslında... küçük yaşlarda ailesini kaybetmiş ve kimsesiz kalmıştır.
1.Dünya savaşı döneminde Anadolu'dan İstanbula'a gelmiş Eftelya. Kitapta Eftelya'nın buruk aşk hikayeleri, hayatta kalma çabaları, en sonunda ise geneleve düşmesi
"Sizinle aynı konumda olmaktansa
Tugay Demir ÇEVİKER ile aynı
konumda olmayı yeğlerim. Çünkü onunla aynı yolda yürüyoruz."
"Bakma öyle, kimilerine göre itibar,
bana göre seninle göz göze gelmek.
Senin diz çöktüğün yerde ben
ayakta kalmam."
#BL🐊
#Eftelya Atalar
İncelemem çok uzun olacak.Hayatımın çok özel neferlerinden biri kabul ettiğim,dünya şairi,kavga ve dava adamı Nazım Hikmet'i incelemeye ne kadar haiz,ne kadar muvaffak olabileceğimi bilmiyorum.Onun için kitaba ve ona dair yazdıklarım,inceleme değil ancak ufak hususiyetler olabilecektir düşüncesindeyim.Pablo Neruda'nın,Jean Paul Sartre'nın,Bedri
Bir el uzanır bana
Sınırların ardında
Büyümeli sevdamız
Kardeşlik toprağında
Ver elini ver bana Eftelya
Uzansın elimiz Eftelya
Benim divane gönlüm
Seni ister Eftelya
İmza günü için gittiğimde yaşına rağmen gayet beni dinç ve neşeli bir gülümseme ile "demek adın Eftelya, şu deniz kızlarının kraliçesi olan..." demiş ve 2 saat boyunca utancımdan pancar gibi ortalıkta dolanmak zorunda kalmıştım... Şahane bir insan kendileri... Bu eseri de diğer eserleri gibi yalın ve insanın mantolunu doyuran şahane bir eser olmuş...
50'li zamanların Türkiye'sini 4 küçük öyküyle özetleyen yazar insanın derinlerindeki ruh hallerine, toplum psikolojisine ve yer yer Yeşilçam tadındaki duygusallığıyla insanı etkiliyor.. Ben kan hikayesindeki beğendim çünkü güzel vurguları beni gerçekten memnun etti diyebilirim...
Okuyun, okutun efendim...
(...)
Atlamayın sakın hayatımızın hiçbir ayrıntısını bir gün hatırlamak ve hatırlatmak vazifemiz olduğunda yoklamada bulunanları
Unutmayın sakın Hatt-ı Hümayun ziyasının körelttiği tarihin unutkan sayfalarını
Tanzimat, İstibdat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet
Gelin seyreyleyin Osmanlı tarihinin külliyatını aynı sahnede cümlesi aynı temsilde bindokuzyüzseksen takvimlerinde
Üç kuruşluk operalar
beş paralık numaralar
epik, dramatik, ideolojik patetik, politik ip atlatmalar
İçimizdeki Şeytan, aramızda dolaşan eldivenli Macbethler, Beyaz Othellolar, insan başlı yılan
Deniz Kızı Eftelya, ateş yutanlar, canbazlar, hokkabazlar
Kaçırmayınız sakın müstemleke edilmiş ilişkilerimizin seyirlik temsilini
Kaçırmayınız sakın bir geçiş toplumunun sanat ve edebiyat çehresinde cereyan eden heyecanlı hadiseleri
Solumayınız artık bir sınıfın çökerken ve çürürken yarattığı bu müntehir iklimini
yaşamayınız artık Direklerarasının bu program dergisini