Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1983 ten yazılan makale partileri kişileri çıkarın alın size 2023 Türkiye
ANAP'in ekonomi politiği şu özdeyişte toplanmaktadır: "Bir Türk dünyaya bedeldir, 2000 Türk Lirası da bir Amerikan Dolarına bedeldir..." İçerde muhafazakârlık, milliyetçilik edebiyatı, dışarıda boynu bükük kredi dilenciliği!... Arap bankerleri, Arap bankerlerle kurulan birader şirketleri, bu şirketlere tanınan akıl almaz
Tarih tekerrür etmez, aptalların tarihi tekerrür eder
Üç seçmenden birinin oyu ile iktidar olan ANAP, hemen zamlara başladı. Akaryakıta yüzde 37, elektriğe yüzde 40, telefona ve telgrafa yüze 100'e varan zamlar... İçkiye de zam; şekere de zam; uçağa, trene, otobüse, çeliğe, boruya da zam oğlu zam! Gazete kâğıdına da zam... Kâğıdın tonu 410 bin liradan 600 bin liraya yükseltildi. Bu zam okul defterine, kitaba, dergiye, gazeteye, her türlü yayına yansıyacak. Zam... Zulüm ve işkence... Ev kiraları mı? Ev kiraları da artacak. Yakacak fiyatları mi? Tabi o da... İğneden ipliğe ne varsa hepsine, hepsine zam. Bir dolar, yakında iki bin liraya çıkacak. Başbakan, ayağının tozuyla Amerika'daki finans çevrelerine zamların müjdesi ile devalúasyon hakkında bilgi verecek. IMF'nin en uslu, en yumuşak başlı, en boynu bükük borçlusuyuz nasıl olsa! ANAP'ın ekonomi politiği şu özdeyişte toplanmaktadır: "Bir Türk dünyaya bedeldir, 2000 Türk Lirası da bir Amerikan Dolarına bedeldir..." İçerde muhafazakârlık, milliyetçilik edebiyatı, dışarıda boynu bükük kredi dilenciliği!.. Arap bankerleri, Arap bankerlerle kurulan birader şirketleri, bu şirketlere tanınan akıl almaz ayrıcalıklar; devlet kredileri ile palazlanan türedi şirketler; bu şirketlerle el ele dinsel tarikatlar, sonra da Atatürk ilke ve inkılâpları söylevleri... Ve sonra zam... İğneden ipliğe, akla ne gelirse ona zam...
Reklam
İstanbul
Erken modern dönem imparatorlu­ğunun ekonomi politiği bağlamında İstanbul'un tarihi, vebanın başkenti olarak yeniden tesis edilebilir.
Bizde gerici yobazlık, niçin Kadın’dan daha elverişli geri tepen silah bulamaz? Esnaf-Köylü halk Dükkânın-Pazarın, Tarlanın-Toprağın Kölesi’dir. Ama, evde ailede Kadının “Efendisi”dir. Alt sınıf ve tabakaların erkeği: dışarıda: pazardan, ağadan, beyden yediği dayağın acısını, aile yuvasına dönünce karısına attığı dayakla çıkarır. Başka çıkar yol
Batı merkantilizmi kendisini devletle özdeşleştiren bir sınıfın yararına dönük iken, arz yönlü Osmanlı ekonomi politiği ise halkın refahına yönelmiş gözükmektedir
günümüzde artık kendi yarattığı, kulları birbirinden ayırt edebilecek bir Tanrı yoktur. Yaratım sürecinde (nesnel dünya düzeninde) Tanrınınn yerini artık seri üretim anlayışı almıştır. Bu durumda yapılması gereken tek şey göstergenin özgünlüğünü korumaktan ibarettir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Sistem güçlendikçe fetişist büyüleme gücü de artmakta ve her geçen gün ekonomik değişim değeriyle (cinsellik, boş zamanı değerlendirme biçimleri vb.) hiçbir ilişkisi olmayan yepyeni alanlar fethedilmektedir. Bunu yapmaktan amaç bir haz alma saplantısı, biçimsel bir keyif alma ya da boş zamana sahip olma arzusu değil, bu alanların giderek (hatta çok hizlı bir şekilde) örgütlü bir görünüm almaya başlamaları, yani bu kez görünüş itibarıyla tamamıyla değişim değeri üstüne oturan bir sistemde birbirleriyle değiş tokuş edilebilen gösterge-degerlere indirgenmiş olmalarıdır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Biz, "bireyi toplum üretir" türünden bir şey söylemeye çalışmıyoruz, zira herkesin birbirine benzediği bu kültürel ortamın aslında insanların bilinçaltlarının en derinlerinde yatan arzulara, sahip oldukları özgürlük anlayışı, "gereksinimler" hatta bilinçaltlarında kendilerini üretici bir güç olarak görmelerini sağlamaya kadar giden; üretime bağlı bir gelişme hızı ve totaliter bir mantığa sahip bir sistem tarafından üretilmeleri ya da yeniden üretilmeleri gibi çok daha acımasız bir gerçeği gizlemeye çalıştığını söylüyoruz. Yalnızca sistem bireyleri kendine ait unsurlar olarak üretebilir ya da yeniden üretebilir. Bunun bir istisnasi yoktur.
Sayfa 110Kitabı okudu
..insan, gereksinimlere sahip olmak ve bunlar için harcayacak parayı kazanmak zorundadır. Günün birinde bu zorlamalara yasal bir kılıf uydurulursa hiç şaşırmamak gerekir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Bir toplum ne kadar az gelişmişse kumar oynama kültürünün de o kadar yaygın olduğu bilinen bir gerçektir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Ne uzun ne de kısa eteğin tek başına hiçbir anlamı yoktur. Yalnızca bu iki eteği birbirinden ayıran uzunluk ölçütünün bir anlamı vardır. Mini eteğin cinsel özgürlükle hiçbir ilişkisi yoktur, uzun etek kısa etek karşılaştırması yapmanın olsa olsa modayla bir ilişkisi olabilir. Geçici değerler üreten moda her an tersine dönebilir. Örnegin, farlılık yaratma ve seçim yapma konusunda kısa etekten uzun eteğe geçişle uzun etekten kısa eteğe geçiş arasında moda açısından hiçbir fark yoktur. Eteklerin beğenilme sürecinde de hiçbir değişiklik olmayacaktır.
Öznenin asıl amacı tüketmek değildir. İnsanı tüketime iten şey varsa o da bir alma verme sistemine benzeyen ve farklılık yaratabilmek, anlamlar yüklemek amacıyla bir kod ve değişik statülere özgü değerler üreten toplumsal yaşamdır.
Aynı konunun farklı sözcüklerle tekrarlanması asla bir rastlantı sonucu olamaz tıpkı amaçtan yoksun kusursuz bir gereksinimler masalına amaç kazandırmaya çalışılması gibi.
Toplumsal basamakları tırmandıkça nesneler sayısal olarak artmakta, çeşitlenmekte ve yenilenmektedir. Çok kısa bir süre içinde moda akımlarına uyularak sanki gerçekten yukarı basamaklara geçilmiş gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu, yeni bir ev alamıyorsan arabanı değiştir örneğinde olduğu gibi ulaşamayacağın şeyden vazgeç, ulaşabileceğine el uzat mantığına uygun bir davranış biçimidir. Sahip olunan nesnelerin çok kısa sürede yenilenmelerinin nedeni toplumsal ve kültürel açıdan uğranılan düş kırıklığını telafi etmektir. Bu da nesneler üzerine oturtulan çözümlemenin çok karmaşık bir görünüm almasına neden olmaktadır, zira değiştirilen nesneler bazen şu toplumsal kategoriden bir üst kategoriye geçilmiş olduğunu gösterip, olumlu bir anlama sahip olurken; bazen de tam tersine arzularını gerçeklestiremediği için düş kırıklığına uğrayıp hırçınlaşan ve bu yüzden de toplumsal açıdan yerinde saymak durumunda kalan şu grup ya da bu bireyin telafi için başvurduğu kandırıcı bir dekorun unsurları haline gelmektedir.
Kimi nesneler hangi toplumsal katmana ait olunduğunu yansıtırken diğerleri gerçek olmayan, özlemi çekilen bir statüyü yansıtmaktadır. "Gerçekçi olmayan", yani kişinin sahip olduğu gerçek statüyle uyuşmayan ve erişilmesi olanaksız bir refah düzeyinin arzulandığını gösteren nesneler var mıdır? Yoksa tam tersine değişken bir statüye karşın başlangıçta ait olunan sınıfa sadık kalındığını gösteren ve ödün vermeksizin "kültürüne sahip çıkma" anlayışına uyan nesnelerden mi söz etmek gerekmektedir?
228 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.