Ele geçirebildikleri tüm devrimci literatürü birlikte, hırsla ve çabucak okudular. Bunlar Voltaire, Rousseau, tüm Fransız yazarları ve Hobbes'un ekonomi politiği ile John Stuart Mill'in yapıtlarıydı.
Babam, Ernest'i "Rahipler Gecesinden" kısa bir süre önce tanımıştı. Rahipler gittikten sonra da onunla nasıl tanıştığını anlatmıştı. Bir akşam üstü, adamın biri, sabun sandığının üzerine çıkmış, etrafına toplanan işçilerle konuşuyormuş. Bu Ernest Everhard'dı. Ama o sırada bir knuşmacı değil, Sosyalist Parti merkezinden ve işçi önderlerinden biriydi. Ama en önemlisi, sosyalist felsefenin ünlülerindendi. En anlaşılmaz, en soyut şeyleri bile en basit sözcüklerle açıklamayı bilen, doğuştan eğitimciydi. İşçilere, partiyi ve ekonomi politiği açıklamak için bir sabun sandığına çıkmayı küçültücü bir davranış olarak görmüyordu.
Sayfa 25Kitabı okudu
Marksizm, Marx’ın görüşlerine, öğretisine verilen addır. Marx, XIX. yüzyılda insanlığın en ileri üç ülkesine ait üç ana düşünce akımının (klasik Alman felsefesi, klasik İngiliz ekonomi politiği ve genel olarak Fransız devrim öğretileriyle bütünleşik olarak Fransız sosyalizmi) sürdürücüsü ve bunların dahiyane bir şekilde tamamlayıcısı olmuştur.
Eğer kapitalist, et yerine patatesle ve buğday yerine yulafla beslenmenizi isterse, onun arzusunu siyasal iktisadın(ekonomi politiği) bir yasası olarak kabul etmek ve ona boyun eğmek zorundasınz.
Sayfa 15Kitabı okudu
İktidarın kadın bedeni üzerinde kurduğu baskıya direnişi felsefi olarak nasıl temellendirebiliriz? Batı felsefesi tarihinde iki beden kavrayışı mevcuttur. Beden mekanik olarak veya organik olarak kavranabilir. Mekanik beden kavrayışına göre, psikofizik süreçler sebep-sonuç ilişkileri halinde çözümlenebilirler. Bununla birlikte, dünyayı anlamlı bir
Sayfa 193Kitabı okudu
Tanım gereği, Keohane’nin liberal ekonomi politiği liberal kapitalizmin yayılmasını sömürücü olmayan içsel bir kamu yararı olarak öngörmektedir.
Sayfa 219 - Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.Kitabı okudu
Eleştirel Marksistler (veya Hegel taraftarları) Marksizmi bilimden ziyade eleştiri olarak kavramaktadır. Marx’ın Hegel ile olan mantıksal sürekliliğine, genç Marx’ın ve genç Marx'ın ‘yabancılaşma' kavramına yaptığı vurgunun devam eden önemine dikkat çekmektedirler ve daha tarihselcilerdir. Bilimsel Marksistler, veya anti-Hegelciler, (zaman zaman) Marx’ın 1845'te Hegel'den epistemolojik bir kopuş (coupure épistemologique) gerçekleştirdiğine vurgu yapmaktadırlar. Onlar için Marksizm bir eleştiri değil, paradigması 1844 El Yazmaları’nın 'idealleştirilmiş' antropolojisinden ziyade Kapital'in 'olgun' ekonomi politiği olan 'yapısalcı' bir metodolojiyi gerektiren bir bilimdir (...). Eleştirel ve Bilimsel Marksizm, demek ki, en temel arka plan varsayımlarında birbirinden ayrılmaktadır: özellikle eleştiriye karşı bilimin rolü ile ilgili olarak epistemolojilerinde ve sosyal gerçekliğin temel doğası üzerine varsayımlarıyla ilgili olarak ontolojilerinde. Eleştirel Marksistler, olayların bağlamsal olarak yorumlanmasını gerektiren bir tür organikçilik gibi, toplumsal akışkanlığa ve değişime vurgu yapan bir tarihselciliğe dikkat çekerken, Bilimsel Marksistler tekrarlayan ve bağlamsızlaştırılmış yollarla tahminen anlaşılabilir olan katı sosyal yapıları araştırmaktadır.
Sayfa 19 - Nika Yayınları, 2021.Kitabı okudu
Sosyalist işletmeler tüzel kişilerdir; yani başka işletmelere karşı yükümlülük altına girebilir, adam alabilir, alımlarını yapar ve üretimlerini satabilirler. Ama bu özelliğin merkezi planlı yönetime ters düşmemesi gerekir.
Sosyalizmde para, sermaye haline gelemez. Sosyalist toplumda, hiç kimse, sömürmek için işçi tutup çalıştıramaz. Yani hiç kimse, işçilerin karşılığı ödenmemiş emeğine el koyamaz.
Kapitalizmden sosyalizme geçiş döneminin ekonomisi, ne sosyalist ne de kapitalist olarak adlandırılabilir, çünkü bu dönem hem sosyalizm hem kapitalizm unsurlarını içerir.
Burjuva devleti, kapitalistler sınıfının egemenlik aracıdır. Bu nedenle, devlet mülkiyeti, kollektif bir kapitalist mülkiyettir.
GÖÇ SORUNUNUN EKONOMİ POLITIĞI
Türkiye'nin egemen sınıfı, göçmenleri birincisi ucuz işgücü olarak , ikincisi Türk işçisini tehdit aracı olarak görmektedir.
Sayfa 53Kitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
İSLAMO-FAŞİZMİN EKONOMI POLITIĞI
Türkiye'de 20 yıldan fazla süren siyasal islamcı iktidarın iktisadi temellerinin analizi bizi aynı zamanda islamo-faşist bir totaliter rejimin sınıfsal dinamiklerini de anlamaya götürecektir.
Sayfa 152Kitabı okudu
1983 ten yazılan makale partileri kişileri çıkarın alın size 2023 Türkiye
ANAP'in ekonomi politiği şu özdeyişte toplanmaktadır: "Bir Türk dünyaya bedeldir, 2000 Türk Lirası da bir Amerikan Dolarına bedeldir..."
İçerde muhafazakârlık, milliyetçilik edebiyatı, dışarıda boynu bükük kredi dilenciliği!...
Arap bankerleri, Arap bankerlerle kurulan birader şirketleri, bu şirketlere tanınan akıl almaz
Sayfa 53Kitabı okudu
