<<Tahsil tahsil ille de tahsil!..>> deniliyor.
Herkes evlâtları için, nesiller için, milletin istikbâli için, dâimâ ve haklı olarak tahsilin ve ilmin altını çiziyor.
Yıllarca ömür, tonlarca para sarf ediliyor. Binalar, kampüsler, imkânlar ve daha neler neler...
Netice?
• <<Not vermedi>> diye hocasını öldüren talebeler...
• Sokakta şiddet, ailede şiddet, hastahânede şiddet...
• Hapishâneler dolusu tahsilli hak-hukuk çiğneyen insanlar...
Dînî tahsilde de sıkıntı çok:
Elhamdülillah çok sayıda imam-hatipler ve ilâhiyatlar var. Buralarda Arapça öğretiliyor, dînî ilimler okutuluyor.
Netice?
• Üzülerek öğreniyoruz ki bu okullarda, namaz kılma nisbeti çok düşük.
• Takvâ, istikamet ve şahsiyet hususlarında büyük kusurlar var.
Demek ki;
Sadece zâhirî eğitim kâfî değil... Onunla birlikte mutlaka kalbî eğitim ve gerçek tahsil şart. Zira dünyaya gelişimizin gayesi, Cenâb-ı Hakk'a kulluk / ليعبدون ve O'nu kalpte tanıyabilmek / ليعرفون . Bu gaye, aynı zamanda, yüreğinden rahmet taşıran bir merhamet ve şefkat insanı olabilmeyi gerektirir.