Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor?
Elcevap: Evet, o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.
Başta "Bismillah" zikirdir. Ahirde "Elhamdülillâh" şükürdür. Ortada, bu kıymettar harika-i sanat olan nimetler Ehad, Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir.
→ Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise; öyle de, zâhirî mün'imleri medih ve muhabbet edip. Mün'im-i Hakikî'yi unutmak ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle, vesselâm.
Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiyat istiyor?
Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymetdar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise; üç şeydir.
Biri: Zikir.
Biri: Şükür.
Biri: Fikir'dir.
Başta "Bismillah" zikirdir.
Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür.
Ortada, bu kıymetdar hârika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir.
Aşk bana dert ile,keder ile,acı ile geldi.Ben aşkı bildiğim vakitte Rum diyarında, Kudüs 'te,Şam'da,Belh'te, Bağdat'ta çocuklar ölüyor, insanlar kan ağlıyordu.O sebeple bildim ve inandım ki aşk can yakar ve aşka uçarsan yanar kanatların .
Her namaz sonrasında peygamberimiz, 33’er olmak üzere zikirler tavsiye etmiştir denilir…
Sübhanallah-Elhamdülillah-Allahüekber-La ilahe illallah…
Evet…
33…
Cennette hepimizin 33 yaşında olacağı söylenir…
Hz. İsa’nın 33 yaşında görüntüsüyle geri geleceği gibi 33’le ilgili pek çok İslami anlatım vardır.
Peki 33 nedir?
33 boğum omuriliğimiz…
Adeta bir yılan gibi değil mi?
Hatta beyin sapımızın sürüngenlerinkiyle aynı yapıda olduğunu bir arkadaşımın söylemesi üzerine, bunu araştırmaya başlayıp okuduğumda yaşadığım şaşkınlık çok derindi…
Hatta beyin sapıyla ilgili bir anlatımda, korkuyla olacak olan tepkilerden bahsederken, “annenin çocuğunu bırakıp dahi kaçabileceği” ifadesi vardı.
O anlatım beni mahvetti. Çünkü mahşer günü “annelerin evlatlarını dahi bırakıp kaçacağı” bir anlatım İslamiyet’te vardı… Beyin sapı…
33’ü araştırmaya başladım.
Omuriliğimiz ve beyin sapımızın yükselişine baktığımda adeta yılan gibi bir görüntü olduğunu fark ettim… En aşağıya baktığınızda kuyruksokumunun adeta bir yılan başı gibi olduğunu göreceksiniz.
İşte insan Esfel-i Safilin ve Ahsen-ü Takvim arasındaki yolculuk…
33 basamak sürüngen basamağı ile başlayan Nefsi Emmare…
Cenâb-› Hak, Havvâ vâlidemizi, Hazret-i Âdem’in sol kaburga kemiğnden yaratt›. Âdem -aleyhisselâmo esnâda uyumaktayd›. Uyanıp yanında bir filiz gibi Havvâ’yı görünce, kalbi ona akt veya elini uzatti. Melekler haykırdı–Yâ Âdem, dokunma ona!.. Henüz nikâhın kıyılmadı ..” Bundan sonra Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havvâ’nın nikâhlar› kıyıld›. Mehrin şartıda da, üç kere Hazret-i Muhammed Mustafa’ya salevât-› şerîf getirilmesi olarak gerçekleşti. Bu, Allah huzurunda ve Muhammedî hakîkat önünde ilk nikâhın başlangıcı oldu.
Hiç kimse dışarıdan görüldüğü gibi değildir ve bir insanı tanımak yıllar alır.
Hatta uzun zamandır tanıdığınız, dost olduğunuz biri, bir an gelir, öyle bir iş yapar, öyle bir söz söyler ki; parmağınız ağzınızda kalır ve "Vay be, ben bu adamı tanıyamamışım demek ki" dersiniz.