128 syf.
·
Puan vermedi
Mekânın sahibi ne sensin, ne ben, ne de öteki; mekânın sahibi, ötesi. Bizler mânâdan yoksun bir dünyaya atılmış başıboş varlıklar değiliz. Akıl ve özgürlük sahibi bir özne olarak mânâyi keşif ve inşa etmesi gereken bireyleriz. Buraya fırlatılıp atılmadığımız için evrenle bir kavgamız da olamaz. Zira ben ve evren, biz ve varlık aynı hikmet, merhamet ve inayet sahibi Yaratıcı'nın iradesi sonucu burada bulunmaktayız. Mekânın sahibi ne sensin, ne ben, ne de öteki; mekânın sahibi, ötesi. Aklın amel defteri bir hayli kabarık. Sevabı mı yoksa günahı mı daha çok, söylemek zor. İnsanların hayatını kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı’nı ve Selimiye’yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar. Dolayısıyla temel soru şu: Bu fark nereden geliyor? Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor? Kötüyü kutsayan ve meşrulaştıran akıl nasıl bir varlıktır? Kendi tabiatına ihanet eden bir akılla nasıl mücadele edilir? Elinizdeki kitap bu sorulara cevap ararken akıl, kalp, ruh, mânâ, hakikat ve varlık kavramlarını yerli yerine oturtmayı ve aralarındaki bütünleyici ilişkiyi ortaya koymayı hedefliyor.
Perde ve Mana
Perde ve Manaİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 20221 okunma
·
Puan vermedi
Kitap yazmak için odama kapandığım bir gün kendime eğitmen yaptığım kızım Zuhal yanıma geldi: “Baba, senin bir sözün var ya.” “Hangisi?” “Eğitim öğrenciye saygıyla başlar.” “Evet kızım.” “Ben de diyorum ki, yazarlık okuyucuya saygıyla başlar.” “Nasıl yavrum?” “Kitabının ilk sayfasında okuyucunun gözlerine dokunmak için izin iste.” Kızımdan aldığım o muhteşem ilhamla diyorum ki, eğer izin verirsen önce gözlerine dokunmak, sonra da yüreğine misafir olmak istiyorum. Müsaade var mı?   
Alişan Kapaklıkaya
Alişan Kapaklıkaya
Sen Yanımda Ol Yeter
Sen Yanımda Ol YeterAlişan Kapaklıkaya · Yediveren Yayınları · 2018621 okunma
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aklın amel defteri bir hayli kabarık. Sevabı mı yoksa günahı mı daha çok, söylemek zor. İnsanların hayatını  kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı’nı ve Selimiye’yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar. Dolayısıyla temel soru şu: Bu fark nereden geliyor? Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor? Kötüyü kutsayan ve meşrulaştıran akıl nasıl bir varlıktır? Kendi tabiatına ihanet eden bir akılla nasıl mücadele edilir? Elinizdeki kitap bu sorulara cevap ararken akıl, kalp, ruh, mânâ, hakikat ve varlık kavramlarını yerli yerine oturtmayı  ve aralarındaki bütünleyici ilişkiyi ortaya koymayı hedefliyor.
Perde ve Mana
Perde ve Manaİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 20221 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Kitap okudukça insana ilham veriyor çünkü büyük bir ilhamla yazılmış ,sanki yazar içinden geçenleri bir süzgeçten geçirmeden olduğu gibi dökmüş sayfalara.Tanrı’yı anlamaya anlamlandırmaya çalışıyor ,sanki onu bir yönüyle aşkın ,bir yönüyle de içkin resmediyor.Okurken inancın gücünü gördüm kitapta bana iyi geldi umarım size de gelir
Dua Saatleri Kitabı
Dua Saatleri KitabıRainer Maria Rilke · Yapı Kredi Yayınları · 2008357 okunma
Burası Akdeniz'di. Mümtaz, Akdeniz'in ne olduğunu, nasıl bir hayat rahatlığiyle insanı kavradığını, güneşin, berrak havanın, ufkun çizgisine kadar uzanan ve her dalgayı, her kıvrımı kendi kenarlariyle göze nakşeden sarahatin, insanı nasıl terbiye ettiğini, ruhumuza nasıl doğduğunu, hulasa üzümle zeytini, mistik ilhamla vazıh düşünceyi, en çetin ihtirasla ferdi huzur endişesini elele yürüten tabiatın mahiyetini sonra kitaplardan öğrendi. Fakat onları o yaşta bilmemesi, onlardan lezzet alınaması demek değildi. Buradaki zamanı, hayatının sürüp giden kötü tesadüflerine rağmen onun için ayrı bir mevsim oldu. S...'de hayatlarının bir tarafını yakan humma burada da vardı. Her gün şehir yeni bir havadisle çalkalanıyor, bugün yukarılarda büyük bir isyandan korku ile bahsediliyor, ertesi gün, akşam üstü unutulacak bir zaferin müjdesi sokakları neşe ile dolduruyordu.
otantik olmak için, çalın
Hiçbir şey orijinal değildir. İlhamla çınlayan ya da hayal dünyanıza yakıt olan her yerden çalın. Eski filmlerin, yeni filmlerin, müziklerin, kitapların, resimlerin, fotoğrafların, şiirlerin, rüyaların, rastgele sohbetlerin, mimarinin, köprülerin, cadde işaretlerinin, ağaçların, bulutların, su birikintilerinin, ışık ve gölgelerin içine dalın. Yalnızca direkt olarak ruhunuza konuşan şeylerden çalın. Eğer bunu yaparsanız, işiniz (ve çaldıklarınız) otantik olur. Otantiklik paha biçilemezdir; orjinallik mevcut değildir. Ve hırsızlığını gizlemeye zahmet etmeyin, içinizden geliyorsa bunu kutlayın. Her durumda, Jean-Luc Godard'ın sözünü hatırlayın: "Önemli olan nereden aldığın değil, nereye götürdüğündür."⠀ ⠀ Yönetmen: Jim Jarmush/Manifesto
Reklam
1.000 öğeden 581 ile 590 arasındakiler gösteriliyor.