"Benim tecrübeme göre, otorite sarımsak gibidir; ne kadar çok kullanılırsa kokusu o kadar ağır olur. Ne kadar az merkezi otorite, o kadar özgürlük! Ben özgürlükten yanayım daima.”
Hissettiği yabancılaşma öyle derindi ki yatağa her yattığında ertesi sabah bambaşka bir gerçekliğe uyanmaktan korkuyordu...
Bir başkasının rüyasından uyanır gibi...
Gökyüzünün gümbür gümbür üzerimize çöktüğü ve dünyanın bütün renklerini yitirdiği o son fırtınanın yaralarını saramadık biz hala, etrafta yüzen o yanmış, birbirine girmiş gemi enkazını unutamadık ve bir sonraki fırtınanın da çok uzakta olmayabileceğini dair ilkel bir korku taşıyoruz içimizde.
Kadınlardan gözlerini devamlı yere dikmeleri bekleniyordu bu kültürde. Namus mesajları vermek için, mümkün olduğunca başını öne eğmeliydi cins-i latif.