Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Elif

Elif
@elifreads
Öğrenci
Tıp
İstanbul
19 Ekim
49 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
224 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Kitabımızın ana karakteri Orr'un gördüğü rüyalar herkesin içinde bulunduğu gerçekliği değiştirme gücüne sahip. Değişen gerçekliğin tek farkında olan kişi kendisidir ve bunun sonucunda suçluluk duygusu hissettiği için uyumaktan kaçar ve yüksek dozda uyarıcı ilaçlar almaya başlar. Psikiyatristi olan Doktor Haber ile de tam bu noktada karşılaşır.
Rüyanın Öte Yakası
Rüyanın Öte YakasıUrsula K. Le Guin · Metis Yayıncılık · 20201,113 okunma
Reklam
392 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitabın olay örgüsü çok akıcıydı. Leyla ve beş kadim dostunun birbirlerine nasıl sahip çıktıklarını okudukça aile kavramının ne olduğunu sık sık sorgulama sebep oldu kitap. Ailenin kan bağının çok ötesinde olduğunu ve insanların aralarında kan bağı olmasa da yazarın deyişiyle 'su bağıyla' birbirlerine aile, yoldaş, kardeş olabileceğinin çok güzel
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz SaniyeElif Şafak · Doğan Kitap · 20195,6bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
Hayattan Korkmayanlara...
Martin Eden, hayatı denizlerde ve hayatın zorluklarına göğüs gererek geçmiş bir gençtir. Hayatı yaşamayı, içinden geleni yapmayı ve kendini kaba ve eğitimsiz de olsa olduğu haliyle kabul etmekten şimdiye kadar hiç korkmamıştır. Hayattan ve onu yaşamaktan hiç korkmamıştır. Ta ki Ruth'la tanışana kadar. Ruth, İngiliz edebiyatı mezunu 'üst düzey'
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
8/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Ana karakterimiz Akakiy Akakiyeviç, sıradan bir memur ve etrafındakiler tarafından dikkat bile edilmeyen silik bir karakterdir. Sürekli iş arkadaşları tarafından kendisiyle dalga geçilip aşağılanmasına rağmen sesini çıkaramamakla beraber görevi olan belgeleri temize çekme işini çok severek ve tüm benliğiyle yapmaktadır. Bu görevi o kadar içten
Palto
PaltoNikolay Gogol · Ayrıntı Yayınları · 201536,8bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Olaylar zamanda yolculuğun mümkün olduğu bir kafede geçiyor. Fakat bu zaman yolculuğunda çeşitli kurallar var. En önemli kurallardan ikisi: önüne koyulan kahvenin soğuması kadar bir zaman içinde şimdiki zamana dönmen gerekiyor ve bu kısa sürede ne yaparsan yap şimdiki zamanda olan olayları değiştiremezsin. Olacak olayları değiştiremediğin için bu yapılan zaman yolculukları ilk başta yararsız gibi görünse de o kısa zaman içerisinde yaşananlar sonucu geriye dönenler hayatlarında yeni bir farkındalığa varıp kişiliklerinde ve davranışlarında büyük gelişmeler kaydediyorlar. Hiçbir şeyi değiştiremeyecek olmasına rağmen 4 öyküde de genel olarak kişilerin pişmanlık ve vicdan azaplarından dolayı sevdikleri kişilere söylemek istediklerini söylemek için risklerine rağmen geçmişe gitmeyi göze aldıklarını görüyoruz. Kafenin atmosferi ve müşteri ve çalışanlar arasındaki yakınlık okurken çok huzurlu hissettirdi. Bunun yanı sıra kitap, sevdiğim insanlara yeterince sevgimi gösterip göstermediğimi onlara zaman ayırıp ayıramadığımı da sorgulamama sebep oldu. Zaman yolculuğu gibi şimdiye kadar çok fazla işlenen, nispeten klişe bir konu birbiriyle bağlantılı dört öykünün olay örgüsü içerisine gayet samimi ve yaratıcı bir şekilde işlenmiş. İkinci kitabını da okumayı düşünüyorum.
Before the Coffee Gets Cold
Before the Coffee Gets ColdToshikazu Kawaguchi · Picador Publishing · 20195,5bin okunma
Reklam
264 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yazarın bu kitabının, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabıyla benzer kısımları bulunuyor. Bu kitapta da cinsellik üzerinden ilişkiler sorgulanmış ve yine aldatan koca, bundan memnun olmayan ve kocasını kaybetmek istemeyen kadının kocasının cinsel fantezilerine uyum sağlaması işlenmiş. İki kitapta da kadın simgesel olarak güçsüz, kendi kararlarını verebilmekten aciz, eşini kaybetmemek uğruna her şeyi yapabilecek potansiyelde olarak işlenmiş. Bu düşüncenin, yazarın yaşadığı zaman dilimi ve toplumla da ilişkili olabileceğini düşünebilmekle beraber hoşuma gitmeyen kısımlardan olduğunu belirtmeliyim. Toplumsal olarak içerisinde yaşadığımız sınırları, öncesinde kum metaforuyla somut; sonrasında ise soyut olarak desteklemesi hoşuma gitti. Aynı zamanda ölüm ve yaşam arasındaki sınır çizgisinin çok ince olduğunu ve ikisi arasındaki kısa mesafeden bahsettiği kısımlar güzeldi. Bize dayatılan tek bir güzellik ve estetik anlayışının aksine gerçek hayattaki tüm bedenlerin genç, yaşlı; modern, köylü olmasına bakılmaksızın sadece gerçek ve hayatın ta kendisi olduğu için güzel olduğunu belirtmesi etkileyiciydi. Milan Kundera, bu kitabında toplumsal kabuller ve insan ilişkilerini kendince sorguluyor. Bu sorgulamalarında değerli ve üzerinde düşünülmesi gereken kısımlar olmakla beraber bunu öyküler içerisinde çok fazla daldan dala atlayarak anlatması düşünce akışının bozulmasına sebep olmuş. Kitapta altını çizdiğim ve yer yer üzerinde düşündüğüm çok kısım oldu. Fakat bu düşüncelerin bu kadar dağınık bir şekilde verilmesi nedeniyle kitabı bitirince; kafamda, kitap hakkında bir resim canlandıramadım maalesef.
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı
Gülüşün ve Unutuşun KitabıMilan Kundera · Can Yayınları · 20151,093 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Duman adamlar, sadece insanların zamanlarını çalarak yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Bunun için de insanları, zamanlarını onlara vermeleri durumunda zaman tasarrufu şirketlerinin onlara sonrasında daha fazla zaman vereceğini söyleyerek kandırıyorlar. Zaman tasarrufu yapmak zorunda olan insanlar, geçmişte karşılık beklemeden sadece kendilerini
Momo
MomoMichael Ende · Kaynak Yayınları · 199665,6bin okunma
303 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap Dr. Yalom'un kendi psikiyatri kliniğindeki hastalarıyla yaşadığı gerçek öykülerden oluşuyor. Tüm öykülerde, psikiyatri seansları esnasında hastaların temel varoluşsal kaygılarının hayatlarında nasıl gözle görülebilen sorunlara sebep olabileceği ve en derindeki bu varoluşsal sorunlara ulaşmak için çok ciddi psikanaliz teknikleriyle en derindeki bu korkulara ulaşılması gerektiğini görüyoruz. Bu varoluşsal ve çoğunlukla da ölüm kaygıları o kadar derine saklanmış olabiliyor ki hasta bunun farkında bile olmayıp reddetme yoluna gidebiliyor. Fakat, Yalom ustalığıyla tüm bunları gün yüzüne çıkarıp hastanın korkularıyla yüzleşmesini sağlayıp bundan sonraki hayatını daha iyi bir şekilde sürdürmesini sağlıyor. En sevdiğim, ''Yanlış Çocuk Öldü'' öyküsü oldu. Küçük kızını kaybeden bir annenin histerik ve dünyadan tüm ilişkisini koparmış bir şekilde geri kalan tüm çocuklarından ve ailesinden uzaklaşması ve bu sebeple yalnız kalmasının suçlusunun kendisi olduğunu anlayıp bunu düzeltmeye başlaması daha mutlu bir insan olmasıyla sonuçlanıyor. Zaman zaman seanslar esnasında Yalom'un da kendince önyargıları ve duyguları olduğunu görüyoruz. Ne kadar dışarıdan tarafsız bir hekim gözüyle bakıyor gibi görünse de Şişman Bir Hanım öyküsündeki gibi onun da önyargıları olduğunu ve kendini bu seanslar yoluyla geliştirip aştığını görüyoruz. Yalom'un okunması gereken ilk kitabı değil fakat yazarın psikanaliz tekniklerini anlamak açısından okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi ÖyküleriIrvin D. Yalom · Remzi Kitabevi · 20167,2bin okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitabı okurken düşündüğüm şey, olayın sadece kadınların başörtüsü çıkartmak isteyip toplum zoruyla örtünmek zorunda kalması olmadığıydı. Asıl olay ve değiştirilmesi gerekenler, bazı insanların, kendini din adı altında başka bir insan üstünde egemenlik kurma hakkını bulması, kendi yaşadığı gerçekler ve hayat şartları dışında bir hayat bilmeyenlerin herkesi kendi zindanlarına hapsetmek istemesi ve hapsolmak istemeyenlere karşı zor uygulaması, dışlaması, insan yerine koymaması, hayatı boyunca ben neden bunu yapıyorum; benden farklı düşünen, yaşamak isteyen neden benden daha değersiz olsun diye düşünmeyen ve düşünme ihtiyacı dahi duymayanların yaptıkları zulüm, ahlak bekçiliği yapanların aslında en ahlaksız olması gerçeği... Olaylar o kadar gerçek ki bazı kısımları okurken gerçekten zorlandığımı söyleyebilirim. Ben okurken dahi zorlanırken bunları gerçekten yaşayanların olması beni derinden sarstı. Kendi kararlarını verebilmek, onlara uygun yaşamak ve en önemlisi birey olabilmek için mücadele veren kadınların neler hissettiği ve yaşadıkları çok içten bir dille anlatılmış. Başörtüsü ve din adı altında yapılan psikolojik ve fiziksel şiddet, bu şiddetin onları hayatı boyunca nasıl etkilediği anlatılmış. Ne yaşamış olurlarsa olsunlar ve sonuçları ne olursa olsun en sonunda kendi kararlarını verip buna göre yaşamaları ise çok takdir edilesi.
"Herkes İstediği Gibi Yaşasın"
"Herkes İstediği Gibi Yaşasın"Nevşin Mengü · İletişim Yayınları · 2021103 okunma
191 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Kitap, günlük ilişkilerde çok karşılaşılan karakter tiplerini çok ustaca açıklamış. Herhangi bir kişiliğe, karaktere sahip olmada kişinin yaşadığı olayve çevrenin etkisinin çok büyük olduğu, insanın yüzleşmek istemediği durumlardan kaçmak için nasıl mekanizmalar geliştirdiğini açıklamış. Bunlar haricinde modernleşmeyle beraber sıklıkla görülen yalnızlığın duruma göre kişiyi iyi de kötü de etkileyebileceği işlenmiş. Okurken kendi kişiliğimle de yüzleşme imkanı bulduğum bir kitaptı. Herkesin, özellikle de psikolojiyle ilgisi olanlar kesinlikle okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Remzi Kitabevi · 201522,8bin okunma
Reklam
119 syf.
6/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Ciddi bir kemik iltihabı olan genç baş karakterin, hastalığına karşı içinde duyduğu çaresizliği ve kendini acıma duygusunu kitapta sürekli hissediyoruz. Bu hastalığının yanında birlikte büyüdüğü Nürvet'e karşı duyduğu aşk bu kötü günlerinde bir nebze de olsa acısını unutturup ona mutluluğu yaşatıyor. Kitapta, ciddi ve ilerlemiş hastalığı olan bir hastanın neler hissettiğini derinden kavrayıp empati kurabiliyoruz. Karakterin tüm duygularını kendim yaşamışçasına hissettim. Bunun yanında doktorların hastaya yaklaşımlarını hiç beğenmedim. İşini sevmeden yapan doktorların karşısındaki hastaya neler hissettirebildiğini, zaten kötü durumda olan hastayı dibe vurmaya sürükledikleri de açıkça görülüyordu. Sonunda ümitin insanı asla terk etmediğini ve küçük olasıkların bile gerçekleşip insana ışık olabildiğini gördüm.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,5bin okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Kendi tutkuları uğruna sürüden ayrılmayı göze alan tüm martılara
Martı Jonathan Livingston, sürüsündeki martılardan farklıydı. Onun için uçmak; yemek bulmak için doğuştan gelen bir kabiliyetten fazlasıydı. Uçmak, özgürlüktü, tutkuydu, kendi içindeki yaşam amacıydı, kısaca kendi olmaktı. Bu nedenle kendi sınırlarını aşmak için çok çalışarak, uçarken akrobasi yapmaya, taklalar atmaya, yüksekten kendini bırakıp
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201166,9bin okunma
280 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Deborah, şizofreni hastası 16 yaşında bir kız. Yr adını verdiği bir dünyası var, bu dünyanın kendine özgü tanrıları ve dili var. Deborah, Yr'yi gerçek dünyanın acılarından, zalimliğinden ve dışlanmışlığından kaçmak amaçlı kullanıyor. İlk başlarda bu dünyadaki tanrılar onun mutlu olmasını sağlayıp dünyadaki dışlanmışlığına bir çözüm olsalar da
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 199213,9bin okunma
154 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Küçük adam şimdiye kadar, kendisinin bir düşüncesi olup bunları savunabileceğine inanmamış, hep kendini yöneten kişi, fikir ve toplumun kölesi olmuş. Yaptıklarının sorumluluğunu almamak adına hep birilerinin peşine takılmış, ne dedilerse yapmış. Buna farklı millet, toplum ve dine ait olduğu için öldürmek de dahil... ''Küçük büyük adamlar, seni
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Payel Yayınları · 201913bin okunma
348 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
''Duvar''
İki gezegen var: Urras ve Anarres. Urras, kapitalizmin hüküm sürdüğü, yöneten ve yönetilenlerin, zengin ve yoksulun, iyi ve kötünün en uç noktalarının yaşandığı bir gezegen. Aynı kendi yaşadığımız dünya gibi. Urras'ın bu sisteminden memnun olmayan Odo yıllar önce gezegenlerarası yolculuk yaparak Urras'ın ayı olan Anarres'e yerleşip bir uygarlık
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
Taşrada, kendi emekleriyle, türlü zorluklarla mücadele ederek yaşayan insanların, profesörün onların yanında bir süreliğine yaşamaya başlamasıyla değişen düzenlerini ve profesör ve eşinin miskinliklerinin bu çalışkan insanlara da nasıl bulaştığını görüyoruz. Profesöre bulunduğu konumdan dolayı bir yere kadar saygı duysalar da Vanya dayı
Vanya Dayı
Vanya DayıAnton Çehov · Bilge Kültür Sanat · 20098,7bin okunma
Reklam
481 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Spoiler içerebilir.
Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabıydı. Uzun zamandır hem bu kadar soluksuz okuyup hem de bu kadar çok şey öğrendiğim bir kitap okumamıştım. Kitap, genel olarak tarih boyunca insanların sadece ırkı, dini farklı olduğu için gördüğü zulümleri anlatıyor. Bir tarafta ana karakter Maya'nın anneannesi kırım Türkü Ayşe'nin, öbür tarafta Ermeni
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
MUHTEŞEM SON... Veronika, şimdiye kadar hep başkalarının kendisi için istediklerine göre yaşamış, hukuk bitirmiş fakat mesleğini yapmayıp kütüphanede çalışan genç bir kız. Günleri sürekli aynı, hep kendini tekrar ediyor ve böyle bir yaşamın yaşamaya değer olmadığına karar veriyor. Yüksek doz ilaç alıp intihar ediyor. Bunun sonucunda ölmüyor ve
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201577bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabın ilk bölümü taşraya atanan yeni mezun bir doktorun yaşadığı olayların öykü şeklinde anlatılması şeklinde geçiyor. Özellikle de tek doktor olduğu için deneyimsiz ve kendine güvenmiyor da olsa çeşitli cerrahi tedavileri bile yapmak zorunda kalıyor ve bunlarda başarılı da oluyor. Her şeyi deneyimleyerek öğreniyor aslında. Doktor, tıp eğitimi
Genç Bir Köy Hekimi
Genç Bir Köy HekimiMihail Bulgakov · Can Yayınları · 201424,6bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kitapta, hayatımıza eklemek istediğimiz iyi alışkanlıkları hayatımıza katabilmek için neler yapabileceğimiz ve istemediğimiz kötü alışkanlıklarımızdan nasıl uzaklaşabileceğimizle ilgili güzel taktikler bulunuyor. Bunların çeşitli hayat hikayeleriyle desteklenmesi de çok hoşuma gitti. Özellikle de, hayatımıza katmak istediğimiz bir alışkanlık için onu günlük bir görev olarak görmeyip; onun bizim kişiliğimize katacağı şeyler üzerine odaklanmamız gerektiği beni etkiledi, hiç böyle düşünmemiştim. Örnek verecek olursam; bugün 30 dakika egzersiz yapmam gerekiyor değil; egzersizini hiçbir gün kaçırmayan sağlıklı bir kişi olduğum için bugün egzersiz yapmalıyım veya bugün 1 saat kitap okumam gerekiyor değil her gün kitap okuyan iyi bir okuyucu olduğum için kitap okumam gerekiyor... Kitap, genel olarak alışkanlıklara hiç bakmadığım bir yönden bakmamı sağladı ve kitabı okurken bile çevremde istediğim alışkanlığı kazanmak için birkaç şeyi değiştirdim. Anlatımın çeşitli şekil ve şemalarla desteklenmesi de çok açıklayıcıydı. Kitabın ingilizcesini okumanızı tavsiye ederim, dili oldukça basit.
Atomic Habits
Atomic HabitsJames Clear · Avery Publishing · 201810,3bin okunma
180 syf.
4/10 puan verdi
Açlığı gerçekten tatmadan ana karakterin bu kitapta yaşadıklarını empati etmek gerçekten çok zor. Bu kadar aç olmasına rağmen onurlu bir insan olarak yaşamaya çabalaması takdire şayan. Bunun dışında kasaptaki artık kemiği alıp onu yemeye çalışması ne kada çaresiz bir durumda olduğını gösteriyor. Bu kısım gerçekten insanın içine dokunuyor. Çünkü kasaptan kemiği isterken bile köpeği için aldığını söylüyor, kendini kötü durumda göstermemek için. Sonra bu kemiği yemeye çalışıp başaramıyor, ağlıyor, inliyor, Tanrıya şikayet ediyor, ona meydan okuyor. Oysa yapmak istediği sadece yaşayabileceği bir çatı, yemek ve yazarak hayatını sürdürebilmesi için kağıt ve kalem. Onurlu bir yazar olabilme yolunda başarısız olan bir adamın acıklı bir öyküsüydü okuduğum. Fakat kitapta karakterin aç oluşunun tanımlanması, yaşadıkları çok yavaş ilerliyordu ve bazı yerlerde aynı şeyler sürekli betimlendiği için sıkıldığımı söyleyebilirim. Bunun dışında, yazarın yaşadıklarının gerçekten insanın içini acıtmasına rağmen kitabı tatmin edici bulamadım.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Kum Saati Yayınları · 200727,7bin okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kadar kısa bir kitapta bu kadar derin düşüncelerin anlatılması beni gerçekten çok etkiledi. Siddhartha, öğretmenlerinin verdiği öğütlerle gerçek bilgeliğe ulaşılamayacağının çok önce farkına vardı ve kendi yolunu çizdi. Govinda ise öğütlerin onu bilgeliğe ulaştırabileceğini düşünüp tüm hayatını arayarak geçirdi ve aramaları sonuçsuz kaldı.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Qanun nəşriyyatı · 202037,8bin okunma
Reklam
266 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitapta 2 farklı, birbiriyle taban tabana zıt düzen söz konusu: modern ve ilkel vahşi ayrıbölgesi. Modern dünyada herkes şartlandırıldığı sınıftan memnun.Hiç kimse mutsuz olmuyor, yalnız kalmıyorlar ve somaları var. Burada düşünülmesi gereken şey: aslında biz de her ne kadar bu kitaptaki kadar olmasa da çevremizdeki çeşitli toplumsal ve
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
''Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.'' ''... insanın büyüklüğünün, yazgısını Atlas'ın dünyayı sırtında taşıdığı gibi taşımasından kaynaklandığına inanırız.'' ''Rastlantıların, sadece rastlantıların
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma