Her şey eğlenceli olmak zorunda değil. Bazen insan eğlenceli olmayan işler de yapmak zorunda kalır. İnsan oturduğu dalın en ucuna gitmeye cesaret edebilmeli ve hatta bindiği dalı kesebilmeli.
Bu dünya henüz büyük komik Molière çağından üç adım ileri gitmedi. Daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. Yalnız sahnenin dekorları değişti. Tarzlar başkalaştı. İnsanın mayası hep o maya...
“Hayatın bir anlamı vardır ve bunu da büyükler bilir” lafı herkesin inanmak zorunda kaldığı evrensel bir yalandır. Yetişkin olup bunun yanlış olduğu anlaşıldığında ise iş işten geçmiştir. Sır olduğu gibi kalırken, kullanılabilecek bütün enerji de uzun süredir salakça faaliyetlere saçılıp savrulmuştur zaten.
Suskun kalamıyorum., kendimi kandırmayı beceremiyorum. Çözüm yolu olarak acımı saklamaya çalışıyor, unutmak umuduyla, yaram yokmuş gibi yapıyorum. Kimi zaman, hayata inandığımızda, ölümü kökünden yok ediyoruz.
İki türlü savaş vardır. Biri, bağımsız tarafların güçlerinin ölçüştüğü savaştır; kendine kaybedip, kendine kazanır. Bir de sokmakla kalmayıp, aynı zamanda hayatta kalabilmek için kan emen haşaratın savaşı vardır. Bu, asıl paralı askerdir ve bu sensin.
Modern çağın ideali iyi eğitimli insandır. İyi eğitim görmüş insanın zihniyse korkunçtur; her şeyin ederinin üzerinde satıldığı canavarlarla dolu, tozlu bir çıfıt çarşısı gibidir.