1944 İikbaharında (Büyük Doğu) yu, ilk defa olarak Vekiller Heyeti karariyle kapadılar. Biraz evvel de, Güzel San'atlar Akademisi Yüksek Mimarlık şubesindeki hocalığımdan, Hasan Âli Yücel'in emriyle atılmıştım.
Sebep, henüz rengini tam belli etmek imkânını bile bulamayan (Büyük Doğu) nun, bir iki hadis meâli neşretmiş olması... Şöyle, en pest perdeden de, birazcık; birazcık Allah ve ahlâktan bahsetmiş olmak..
Kısa bir müddet evvel de, zamanın Başvekili (Saraçoğlu Şükrü) tarafından, tamim halinde, her gün bir fıkra yazdığım gazeteye çifte aylı bir emir gelmişti: «Allah ve ahlâktan bahsetmek yasaktır!» (Büyük Doğu) da çıkan hadis meâli şöyledi: «Allah'a itaat etmeyene itaat edilmez.» O zaman Ankara'da gördüğüm Hasan Âli, bana ne demiş olsa beğenirsiniz: «-Bu hadisi neşretmek, bize itaat edilmez demektir.»
İnkâr eden, zaten itaat diye bir şey tanımıyacağına göre, bir taraftan Allah'ı kabul eder gibi olup bir taraftan itaat etmediğini söylercesine bu garip küfür ifadesi, idrakimi dondurmuştu.
Sonra bu adam <<Allah>> diye kitaplar yazarak öldü. Ne cilve, Allah'ım!..