Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emirül-mü’mînin Ömer Hattab radiyallahu anh şöyle buyurur: “Memleketi yıkıma sürükleyip, raiyyeti perişan eden en büyük şey padişaha ulaşmaktaki zorluktur; buna mukabil padişaha erişmek kolaylığı halk için en büyük saadettir.
Sayfa 180Kitabı okudu
“Hiç secde ettin mi?”
Fethi Abi burs vereceği talebeye iki soru sorar: Hiç âşık oldun mu? Hiç secde ettin mi? Câhit Abi’nin aktardığına göre “Hiç secde ettin mi?” sorusu sorulunca genelde şöyle bir diyalog olurnuş: “Hiç secde ettiniz mi?” “Namâz kılıyorum abi.” “Namâz kılıp kılmadığınızı sormuyorum. Hiç secde ettiniz mi?” “Beş vakit kılıyorum abi.” “Kaç vakit kıldığınızı sormuyorum agacığım, hiç secde ettiniz mi?” Bu son cümleden sonra gözlerini muhâtabının gözlerine mıhlar, bir daha sorarmış: “Hiç secde ettiniz mi?” “O bakışlara muhâtap olan kişiye yapacak tek bir şey kalırdı.” diyor Câhit Abi, “Kıldığı ilk namâzdan son namâza kadar bütün namâzlarını didik didik edip binlerce secde içinde lâyık bir tek secde bulamayışın mahcûbiyetiyle başını öne eğmek ve sesi titreyerek ‘Etmedim galiba!’ demek.” Secde, sâcidle mescûdun bir olduğu yer; secde edenle secde edilenin tevhîd mekânı. Secde, Şâh-ı Velâyet’in¹ (k.v.) secdesi. Ayağına saplanan oku çekecekler de haberin olmayacak.² “Var mı böyle bir secden?” diyor hazret. “Hiç secde ettin mi?” biraz da bu demek. 1) Şâh-ı Velâyet: Velîlerin ve velîlik makâmının şâhı anlamında Hz. Ali’nin lâkabıdır. 2) Bir savaşta Hz. Ali’nin (r.a.) mübârek ayağına bir ok isâbet eder, kemiğine saplanır. Emîrü’l-Müminîn, “Ben namâza durunca oku çeker alırsınız.” buyurur. Namâza durur, öyle huşû içinde kılar ki namâzı, okun çıkarıldığından haberi bile olmaz.
Sayfa 54 - MECRA KİTAP, İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Emirül-mü’mînin Ömer Hattab radiyallahu anh şöyle buyurur: “Memleketi yıkıma sürükleyip, raiyyeti perişan eden en büyük şey padişaha ulaşmaktaki zorluktur, buna mukabil padişaha erişmek kolaylığı halk için en büyük saadettir; halkın zahmetsizce hükümdara bu kadar kolay ulaştığını gören memurlar ve ummâl ayağını denk alarak raiyyete zorbalık yapamazlar, halktan muayyen vergi dışında bir şey alamazlar.”
Emirül-mü’mînin Ömer Hattab radiyallahu anh şöyle buyurur; “Memleketi yıkıma sürükleyip, raiyyeti perişan eden en büyük şey padişaha ulaşmaktaki zorluktur; buna mukabil padişaha erişmek kolaylığı halk için en büyük saadettir. Halkın zahmetsizce hükümdara bu kadar kolay ulaştığını gören memurlar ve ummâl ayağını denk alarak raiyyete zorbalık yapamazlar, halktan muayyen vergi dışında bir şey alamazlar.”
Korumaları aşamıyoruz Ya Ömer!
Emirül-müminin Ömer Hattab r.a. şöyle buyurur: "Memleketi yıkıma sürükleyip, raiyyeti perişan eden en büyük şey padişaha ulaşmaktaki zorluktur; buna mukabil padişaha erişmek kolaylığı halk için en büyük saadettir. Halkın zahmetsizce hükümdara bu kadar kolay ulaştığını gören memurlar ve ummâl ayağını denk alarak raiyette zorbalık yapamazlar, halktan muayyen vergi dışında bir şey alamazlar.
Erdeşîr: “Maiyetindekileri idare ve ıslahtan aciz sultan, raiyyeti de sevk ü idare edemeyeceğini bilmelidir.” demiştir. Buna ilişkin Tanrı azze ve celle şöyle buyurur. “Yakınlarından başlayarak herkesi uyar.” [Şuara; 214] Emirül-mü’mînin Ömer Hattab radiyallahu anh şöyle buyurur: “Memleketi yıkıma sürükleyip, raiyyeti perişan eden en büyük şey padişaha ulaşmaktaki zorluktur; buna mukabil padişaha erişmek kolaylığı halk için en büyük saadettir. Halkın zahmetsizce hükümdara bu kadar kolay ulaştığını gören memurlar ve ummâl ayağını denk alarak raiyyete zorbalık yapamazlar, halktan muayyen vergi dışında bir şey alamazlar.”