Öncelikle kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. 15 yaşına giren Kafka Tamura ismindeki bir gencin kendi ayakları üzerinde durmak için (kesinlikle sözde kaldığını belirtmek isterim) evden kaçmasıyla başlıyor garip olaylar zinciri. Kitap boyunca bu gencin kendini arayışını, gerek cinsel kimliği gerek kendinin kim olduğu ve de ailesinin geri kalan
Metafor hastalığı modernist metinlerin en büyük sorunu zaten. Sürekli bir şeyleri çağrıştırayım derken ortada belirsiz kelime yığınları kalıyor. Bunda yazar olarak kendime dair de eleştiri yapıyorum. Nihayetinde edebiyat bir anlatı meselesi ve anlattığı meramı güzel aktarman lazım. Aksi takdirde ortaya çıkan şeyi hepimiz biliyoruz. Çok güzel bir eleştiri-inceleme olmuş güzel insan. Kalemine, yüreğine sağlık.
Kesinlikle, metafor konusunda çok bol keseden atılmış ve bunların çoğunun neden, niçin orada olduğunu çözemiyoruz hatta hiç verilmiyor bile.
Teşekkür ederim :)
Dudağımda üç kuruşluk sigaram
Şarabın mayhoş kokusu ve özleminle
Arşınlıyorum bomboş sokakları
Yitirmiş namusunu kelimelerim
Boyuna kendimle boğuşuyorum
Nedir şu insan olmak dediğin
Her gece yeni bir küfre gebe
Haykırıyorum içimde ne varsa
Teatral dokunuşlardan hallice
Kendimi kendimle aldatıyorum
Birkaç anlamsız söz ediyorum
Sonra herkesten rol çalıyorum
Sesimde yalancı bir telaşla
Aklımdan esen rüzgarın peşi sıra
Küfredip kalabalıklardan geçiyorum
Kaldırımlarda kimsesiz cesetler serili
Sokakta sahipsiz birkaç yaşam dolaşıyor
Paramparça düşlerde isimsiz her biri
Sen oluyor her biri, sen kokuyor
Kapıyorum gözlerimi, karanlığa dalıyorum
Emre Bozkuş
Ben sana hep üşüyordum, Çünkü kıştım. Nakıştım, bakıştım… İnkar etmiyorum da bunu.. Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.. Ve lütfen inkar etme Sana en çok, ben yakıştım...
Çok ilginç bir kitap. Edebi roman desen değil, bilimkurgu desen değil, aşk kitabı desen hiç değil. Bir türlü karar veremedim hangi türden bir kitap olduğuna. İşin daha ilginç yanı, kitabı beğenip beğenmediğimi de bilmiyorum. Gelin en iyisi kitabı irdeledikten sonra beğenip beğenmediğime birlikte karar verelim.
Öncelikle kitapla ilgili verilecek
"fakat bilimsel hiçbir bilginin verilmediği bir kitaba bilimkurgu demek doğru olmaz."
Bu mantıklı bir önerme değil, zira bilimsel bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Şayet bahsettiğiniz gibi olsaydı birçok eser bilimkurgu kapsamından çıkardı. Bilimkurgusal herhangi bir motif olması bile yeterlidir. Ayrıca distopya bilimkurgunun bir alt türü olarak kabul edilir, ayrı bir tür olarak belirtmek doğru olmaz.
Eleştirinizde haklısınız. İncelemeyi şu an yazsam sizin dediğiniz noktalara daha çok dikkat ederdim. Uyarınızı dikkate alıp gerekli düzeltmeleri yapacağım. Teşekkürler.
Oğuz Aktürk'ün #79923378 iletisine yorum yaptıktan sonra bir inceleme/ yorum yazayım dedim. Aslında inceleme/yorum yapmayacaktım şimdi karar verdim. Bende kalsın istedim.Benim bir listem var, işte bu iletimde #47337572 okunmayacak listesi aslında ben onu esprisine
Herkes bu sitede kimseden çekinmeden ve kimsenin diyeceklerinden korkmadan kendi özgür düşüncelerini açıklayabilmeli. Bugüne kadar o kadar çok şu şekilde yorum gördüm ki artık yorumlarımı daha açık sözlüce yazmayı tercih ediyorum bu yüzden:
"Ya aslında bu kitabı sevmedim fakat kitabın sayfasına girdiğimde herkesin yüksek puan verdiğini gördüm, hata bende mi diye düşündüm hatta. Bu yüzden bir şey demekten ve düşük puan vermekten çekindim"
Oysaki Kitapları Nasıl Okumalı? adlı kitapta şöyle denir: "En çok şey öğrenen okur, en eleştirel olandır."
Eleştirmeye ve içindeki düşünceleri kimseden korkmadan söylemeye devam et Büşra, insanların duymaktan hoşlanacağı şeyler söylemek için kendinden ödün verecek değilsin sonuçta.
Huzursuzluk kitabı gibi düşündüğün böyle kitaplara yorumlarını bekliyoruz, eline sağlık.
Sürekli Livaneli eleştirisi yapmak samimi bir eleştiriden ziyade reklama dönüşüyor, amacın bu olabilir, bir diyeceğim yok. Fakat dil, üslup ya da benzeri konularda eleştirilerde bulunulurken başka yazarları da katmak gerekir. Nabokov Dostoyevski'nin romanlarını yerer mesela, ki bu gayet doğal. Ama sen Dostoyevski'yi aynı şekilde yerebilmelisin ki sana eleştirmen diyebilelim.
Açık sözlük olmak güzel ama artık videolarını izlemeye dayanamıyorum. Bu kadar kör göze parmak reklam yapman içeriğin önüne geçiyor, umarım farkındasındır. Devamlı doğrudan satış tadında bir anlatımın o yerin dibine gömdüğün wattpad edebiyatından farkı var mı? Düzenli kitap okuman, bununla yetinmeyip makaleleri de incelemen takdire şayan. Nitelikli bir okur olduğunu gördüğüm için yazıyorum zaten. Fakat diseksiyon ve kelime oyunlarına boğmaktansa, daha berrak incelemeler yapmanı tavsiye ederim. Evet çok izlenebilirsin ama Orkun Işıtmak videolarına varoluşçu bir krema katmış gibi oluyor maalesef. Saygılar.