Kalbe bir kıymık battı... yıllar geçti, kıymık ilerledikçe ilerledi... Yeri kapanmadı, sızısı azaldı ama...Ya da alıştım... bi hastanenin koridorlarını ezberledim... hâlâ aklımda, yoğun bakımdan kaç adımda dışarıya çıkılacağı... Sabrı öğrendim beklerken ve insanın kendi annesine de anne olabileceğini... ertelememeyi öğrendim bu 7 sene içinde... herkesin gidebileceğini... vedalaşmadan kimseden gidilmemesi gerektiğini en çok.. kızarmış ekmek kokusunun bir anıyı hatırlatıp, zihnimle dalga geçtiğine şahit oldum. boş tavanlara baktım, tavanlardan nefret ederek... beyaz ışıktan nefret ettiğim kadar ettim... seni kaybettiğim gün açmıştı orkidenin çiçeği.. kopardım onu, üstünü örterlerken sessizce bıraktım toprağına... adının yazdığı taşa hâlâ bakmadım...
Hayatımdan bir kelimeyi çıkardım sonsuza dek... en sevdiğim kelimeydi oysa... Tek bir saç telini yıllarca sakladım, kaybederim korkusuyla bi kere bile bakamadan... Hayalini kurduğumuz yerlere gittim... mutlu olmadım ama... ama bazen de çok mutlu oldum... görseydi dedim, ya da umarım görmüyordur dedim... Sen "haklıymışsın" demek istedim... adımı senden duymayı özledim sanırım... sanırım değil, epey özledim.. sensiz geçen günleri saydım... günler çoğaldıkça bundan da vazgeçtim... Kaç yaş babasız yaşanır ki nasıl geçer bu ömür?
En gerçek yalnızlık bu! Keşke sen yanımda olsaydın! Kalbin büyüyebilen ama içindeki boşlukları başka şeylerle doldurulamayan bir şey olduğunu biliyorum... öğrendim, anladım... kalbimdeki yerin benim sonsuzuma kadar baki! Seni özledikçe yine gökyüzüne bakmaya devam..