UĞUR ASLAN: Muz hiç bilmediğimiz bir şeydi!
Hatay’ın Reyhanlı ilçesi, Melekli Köyü’nde doğdum. Babam kâhyaydı ve bir ağanın yanında çalışıyordu. Ben 9 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuydum. Evdekilerle aramda yaş farkı fazlaydı. Mesela en büyük abimle aramda 30 yaş vardı. Öyle olunca abilerim ve ablalarım çiftlikten erken ayrıldı, evlenip kendi
Kitapların en kutsalıyla hemhal olmamız duasıyla
Bazen düşünüyorum da kitap okumak ne büyük bi nimet. Bunun geç farkına vardığım için çook pişmanım. Ya, kitap okumamak ne kadar büyük bi eksiklik düşünmesi bile beni daraltıyo. Sanki bi organın eksik çalışıyo gibi bi şey bence.İyi ki de bu nimete nail oldum. Allah'a verdiği nimetler için sonsuz hamdü senalar olsun🤲🏻🤲🏻🤲🏻
Aşk: İlk başta bir parıltı, göz kamaştıran bir ışıltı. Mucize, göklerin bir bağışı, büyülenme, gösterişli bir armağan, hayranlığa varan bir şaşkınlık. Yalnızca sanatçılar ve belki de âşıklar kayda değer bir şey söyleyebilir bu konuda. Çünkü umulmadık bir karşılaşma, beklenmedik bir rastlantı, yitirilen bir şeye, gümüş bir paraya, bir oğula
Maria_Puder
@Mariaa_Puderr
·18 Nisan 13:04
" Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki, bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur: işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür ; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir. "
Marcel Proust
....
Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması
Yalnız Olan Yozlaşır
Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİ VE BİLİMCİLERİNE.
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ
Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasından bir süre sonra Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acem dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
Hoşgeldin 40 yaşım =)
İnsanın kemalat yaşı kırk derler , nübuvvet yaşı da kırktır. Hayat yolculuğunda yaşayıp geride kalan tecrübeler kişiyi bazı noktalarda tamamlamıştır. Acısıyla tatlısıyla değişimleriyle daha iyiyi , daha güzeli en önemlisi daha hayırlı bir ömrü herkese temenni ederim.
Paylaştığım söze dair bir iki izahat gerekirse insanı insan yapan en büyük değer bana göre inançtır. İnanan bir insan nefsinden feragat etmeyi eksiklik olarak görmez çünkü en zor savaş insanın kendisiyle olan savaşıdır. Yollarımıza taşlar değil kuşlar konsun. Herşey gönlümüzce olsun...
İyi ki doğdum iyi ki varım =)
Hangimiz Sevmedik
En büyük eksiklik saf sevgi, sorunun kaynağı bu bence , sevmek ve sevilmek duygusu sadece sahte yüzlere asılı gülümseyen ifadelere hapsedilmiş
Hayatın Anlamı
3.Kısım
Anlam Tutulması
Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim:
MASHA: Bir anlam yok mu?
TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne?
Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Allah Teâlâ, Hz. Âdem’in bedenini yaratıp “ona ruhundan üfledikten” sonra yani ilk insanın biyolojik gelişimini tamamlayıp ruh-beden birliğini sağlayarak bu suretle adına “insan” denilen en gelişmiş canlı türünü yarattıktan sonra meleklere, Âdem’in önünde secdeye kapanmalarını emretti; meleklerin hepsi de secde ederken İblîs, kendi âciz aklıyla
Seni Kovuyorum SOYTARI (Öykü)
Treatland'da o gün de her şey bir önceki gün gibiydi...
Tek bir şey dışında.
Soytarı sabaha kadar uyuyamamış yatağında bir o yana bir buyana dönüp durmuştu. Sabahın yaklaştığını haber veren horozların ötüşüne ilk kez bu kadar çok sinirlenmişti. Nedendir bilinmez çocukluğundan bu yana pek de haz etmezdi horozlardan ve horozları anımsatan
Bir kitabı okumak onu yeniden yazmaktır. Kendimde ve birçok kişide gördüğüm en büyük eksiklik okuyup hemen yenisine geçmeye çalışmak, onu işlememek.
Edebiyat bilimcilerine ve öğretmenlerine
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ
Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasıyla birlikte Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acemlerin dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak