En basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım. İnandığımı sandılar; bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesetlerine hayrandım. - Küçük İskender
Küçük İskender
En basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım . İnandığımı sandılar; bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesaretlerine hayrandım .
Reklam
Kış ikindisinin saltanatı nedir ki; hele oruçlu demlerde öğlenin abdesti kocamadan kapıya dayanıveren ikindi zamanları, biraz da tatlı iftar telaşlarının heyecanını beraberinde sürükler; çarşı-pazarda alışveriş hizlanır, yollar kalabalıklaşır ve kış güneşi kirli sarı zeval püskürtülerini batı ufkuna doğru dürerek karlı dağlara yaslanır: Zevk-i
Beria
Sevdiğim bir kalbe Nasıl veda edebilirim bilmiyorum Beria Gidiyorum bir yerlere Oturuyorum küçük bir esnaf kahvesine Bir çay söylüyorum(demli) Bilirsin Beria her zaman demli çay içerim En koyusundan, katran gibi derler ya
Kıss'dan Hisse Abdestsiz Süt Emzirmedim
Ahmed-i Bîcân bir gün, Gelibolu´nun en büyük câmisinde vâz veriyordu. Herkes huşû içinde söylenenleri dinliyordu. "Kardeşlerim! İnsanı Rabbinden uzaklaştıran perdelerin en büyüğü, kalbi öldürmek, karartmaktır. Kalbin ölmesine kararmasına sebep de dünyayı sevmektir. Bir hadîs-i kutsîde buyruldu ki: "Ey Âdemoğlu! Kanâat et zengin ol.
Bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil..insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile.Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor..Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor..Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek.Böyle acı içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.