Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Reklam
Roald Dahl’ın Çikolata Fabrikası Türkiye’de 1989 yılında basılmış, lakin kitap Amerika’da 1964 yılında satışa çıkıyor. 1964 yılında yazarın televizyon ve kitaplar üzerine söyledikleri. Bu zamanda, bilgisayar ve telefonu ’da bu metnin içine ekleyebiliriz… Yazar çikolata Fabrikası kitabında şöyle der: (…) Aman derim, çocukları asla şımartmayın.
MUTLU AŞK YOKTUR İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne
Sığda Sokağı beğendim mi bir bakıp pencereden Çıkıp gitmek olmalı özelliğim bu benim Senin durman, küçük sevinçleri yaşadığımızın Ey yağmur, ey sevdiğim Durgunsa kahvelerin masalarında hava Kuşsuz kalmışsa ağzım gözlerim gülmemekten Dostumdan, gökyüzüne sürmeye kuş isterim Uzaktan en uygun ballı yemişleriyle Tutup öpmeye ceylan, barınmaya kulübe Küçük şeyler ormanına bir güven bir güven Böyle yanılma hiç görmedim Ürküt kara martılarını kıyımızın Yankılan, mutlu kayığımı sığda kurtar Ey ses, ey yakın geçmişe ağzımla verdiğim. Gülten Akın
3.Hikaye Tamamlama Etkinliği Hara eskiden, güçlü sezgilere sahip olduğu için gurur duyardı. Saplanmış olduğu Minensol yetimler yurdunda çalışmaya başlamadan önce kendi dizayn ettiği fal kartları sayesinde epeyce para kazanmıştı. Baktığı fallar ve kazandığı paralar ününü öyle arttırdı ki gazeteciler onunla röportaj yapıp baş sayfaya koydular. Bu
Reklam
İŞTE ÖYLE BİR ŞEY Bir yıldız kayar yerinden Bir oh çekersin derinden Hayal kurarsın en güzelinden İşte öyle bir şey Ruhun kuş olur uçar zamana
SUSKUN Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil.
Özgürlüğün Resmi Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı... Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da "üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu: "Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu ! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?" Küçük kız babasına eğilerek, sessizce şöyle dedi : "Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!..."
{alıntıdır} "Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapisanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her haftasonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapisaneye giderdi.Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapisane kurallarına göre özgürlügü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...Çok üzülmüştü küçük kız...Babasına söyledi bunu,o da "üzülme kızım, yine çizersin;bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?"dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu: "Hmmm!Ne güzel bir ağaç bu!Üzerindeki benekler ne? Portakal mı? Küçük kız babasına eğilerek, sessizce: "Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!..
Reklam
Arkadaş Zekai Özger
Beyaz Ölüm Kuşları Sonra bir gün anneler de ölür Böcekler ve kertenkeleler ölür Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür Sonra o gün çocuklar da ölür Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Mutlu Aşk Yoktur
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var onlara
İNSANLARIN KENDİNİ ZEKİ HİSSETMESİ SORUNSALI Kıyaslanacak diğer tüm zekalara empati geliştirilememesi sonucu gelişen sorunsaldır.zira anlatabildiğin karşındakinin anlayabildiği kadardır ya da anlayabildiğin ne ise ötesi yoktur...dolayısıyla kriter sensindir ve tüm anlayabildiklerin çoktur (!) bu sana göre olan çokluk da seni en zeki yapar.küçük iskender'de buna paralel şöyle bir kelam etmiştir ; ''en basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım..inandığımı sandılar.. bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesaretlerine hayrandım..''
1.351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.