Yaşamımın yıllarını bir yol boyunca aralıklı olarak duran, birbirine tellerle bağlı, telefon direkleri gibi görüyordum. Bir, iki, üç... on dokuz telefon direği sayabiliyordum. Ama sonra teller boşlukta sallanıyor ve ne kadar çabalarsam çabalayayım, on dokuzuncudan sonra bir tek direk bile göremiyordum.