Bu kitabın amacı sadece yeni veri sunmak değil aynı zamanda bugüne değin nasıl iyi yaşayacaklarını öğrenmiş insanların neden öğrendiklerinin yarısı kadar iyi yaşamadıkları sorusuna bir yanıt vermektir.
Şimdi de bir sosyologu dinleyelim (aron) dinleyelim, Fransa'da hiç kimse bir yazıhane memuruna, üniversitesini bitirmiş de olsa entelektüel demez.Memur, İşçidir; yazı makinası, aleti oysa gelişmemiş bir ülkede her diplomalı, entelektüel.
Bizim kişiliğimizin ve mutluluğumuzun her şeyden önce geldiğini insanın kendisini mutlu edemediğin de başkasını da uzun vadede mutlu edemediğini, mutluluğun kişinin içsel zihinsel süreçleri ile alakalı olduğunu ve bunun nasıl başarılacağını anlattım.
İnsan hayatının zihinden ve algıdan ibaret olduğunu yaşantıların zihnimizde çeşitli kalıplara dönüştüğü ve sonrasında da o kalıplar tarafından yönetildiğimizi vurgulayan yazar SERHAT YABANCI ...
Hayatı boyunca bir kez bile olsa hata yapmış biri ömür boyu gözümüzden düşer kendisine karşı güvenimizi yitiririz buda kalıcı karaktere inanmadığımızın kanıtıdır.
Schopenhauer ise argümandan ziyade kusurları kullanmayı tercih ediyor
Diyor ki Karakter düzeltilebilir olsaydı yaş itibarıyla hayatının ikinci yarısı olan insanların ilk yarısında olanlara nazaran daha erdemli olması gerekirdi ki bu doğru değil
Hangimiz okuldan yeni mezun olduğumuzda hayata atılırken hazırlıksız yakalanmadık veya bir desteğimiz olmadığı için moral motivasyon eksikliği çekmedik
Gayretimizin gayesi düzenli ve sebat gerektiren bir dikkat göstermeye çabalamak olmalıdır.İrademize hâkim olmayı güçlendirmenin yolu ise kendimize günlük vazifeler belirlemekten geçer.
Öğrenciler arasında en yaygın muhabbetler den biri de abartı meselesi olsa gerek. Hatta kendine yalan söylemeyen çalışmalarını abartmayan kendi kapasitesi hakkında hayal görmeyen genç neredeyse yok gibidir
Eski insanlar hakkındaki bilgilerimizi bıraktıkları yazılı belgelerden alıyoruz. Milletlerin yazıdan önceki yaşayışları hakkında pekaz şey öğreneildiğimiz için tarih yazıyla başlar diyoruz
İnsanlar sözlerini uzaktakilere ulaştırmak, ya da uzun zaman saklamak ihtiyacı ile onları onları daha dayanıklı bir işaret sistemine geçmeyi düşünmüşler yazıyı (ecriture) icat etmişlerdir
Ekonomi yunanca ev yönetimi anlamına gelen oikonomia kelimesinden türemiş. Kaynaklarımızı nasıl yönettiğimizle ilgilenen bir bilim daha spesifik olarak ekonomi mal ve hizmetlerin üretilip değiş tokuş yapılması anlamına geliyor.
Medeni toplumlarla tembel toplumları ayıran, anlık çalışmalar değil düzenli ve sürekli çalışmaların toplamında harcanan eforun çok daha değerli olmasıdır