“… ahlaken çok seviyesiz bir adamın, dindar bir kişi olmak sıfatıyla kendi kendine nice değerler biçtiğini görüyoruz.
Böyle bir adam, yalnızca haris, kindar, öç alıcı olmakla kalmaz; en basit namus anlayışından bile yoksundur.-Ama bağıra çağıra çağımızda dinsizliğin alıp yürüdüğünden söz eder; zaman zaman bağnazlaşır, günde iki kere kiliseye gider, dinin gereklerini yerine getirir,—dinin bazı zahiri müeyyideleriyle gönlünü eğler, ve böylece de dindar bir adam olduğu, Tanrıya karşı görevlerini yerine getirdiği yargısına vararak vicdanını aldatır. Böyle bir adam, vehim içinde, kendisi gibi dindarlık gösterilerine girişmeyenleri-ahlaken ondan bin kat daha dürüst olsalar bile-küçümser.”