Sütunlarla çevrili giriş kapısının üzerinden tüm heybetiyle kapının sağına soluna renkli kabartmalar yapılmıştı.
Yaşamın etten, kemikten, deriden, sinirden ve ilikten, meni, ter, gözyaşı ve göz çapağından, dışkı, sidik ve safradan yüzlerinin üst üste yığıldığı; tutku, öfke, çılgınlık, hırs, kıskançlık ve başarısızlık, sevdiğinden ayrılma ve sevmediğine bağlanma, açlık, susuzluk, yaşlılık, keder ve ölümün baskısı altında, tatlı ve sıcak bir kanın hiç durmadan dolaştığı, binlerce biçime girip acı çekmekten zevk alarak, birbirleriyle kaynaşarak ve birbirlerine dolanarak insanlar, tanrılar ve hayvanlar dünyasının kargaşası içinde, bazen bir erkeğin kolunun yerini bir fil hortumunun, bazende bir kadının başının yerini bir erkek domuz kafasının aldığı kabartmalara hiç dikkat etmemişti, onlara bakmadığını sanıyordu.
Thomas MANN
(Değişen Kafalar)