Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Galip Çağ Önerileri
1) Peyami Safa - Yalnızız ✅ 2) Stefan Zweig - Merhamet 3) Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan ✅ 4) Ivan Sergeyeviç Turgenyev - Babalar ve Oğullar ✅ 5) Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur ✅ 6) Anton Çehov - Altıncı Koğuş ✅ 7) Oğuz Atay - Tutunamayanlar ✅ 8) Samuel Beckett - Godot'yu Beklerken ✅ 9) Hüseyin Nihal Atsız - Ruh Adam ✅ 10) Dostoyevski -
Siz galiba dünyaya çok düşkünsünüz. Yoksa ondan bu kadar çok bahsetmezdiniz.dünyaya meyliniz olmasa adını ağzınıza almaz,dünyanın iyiliğinden de fenalığından da bahsetmezdiniz. Her kim neyi sık sık severse onu anar demezler mi?
Reklam
"Siz galiba dünyaya çok düşkünsünüz. Yoksa ondan bu kadar çok bahsetmezdiniz. Dünyaya meyliniz olmasaydı onun adını ağzınıza almaz, dünyanın iyiliğiden de fenalığından da bahsetmezdiniz. Her kim neyi severse onu sık sık anar demezler mi?"
Sayfa 75 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
dervişin fikri odur zikri..
Her kim neyi severse onu sık sık anar demezler mi?
Sayfa 72 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
"Yabancılaşma, çağdaş insanın en büyük acısıdır. Asıl trajik olan ise insanların yalnızca birbirlerinden ayrıyken değil, birlikte iken bile birbirlerine yabancılaşmalarıdır." Erol Anar
Reklam
Sesli düşünceler
Halkı seçimle seçemez ve seçimle değiştiremezsiniz. Bir devrim bile halkı değiştirmek için bazen yeterli olmayabilir, çünkü her şeyin olduğu gibi halkların da bir evrimsel süreci vardır. O süreç tamamlanmadığı sürece değişim sadece görüntüde olacaktır. Birçok devrimin başarıya ulaşamamasının nedenlerinden birisi de budur tarihte. Erol Anar erolanar.org, 5 Temmuz 2023.
"Siz galiba dünyaya çok düşkünsünüz. Yoksa ondan bu kadar çok bahsetmezdiniz. Dünyaya meyliniz olmasaydı onun adını ağzınıza almaz,dünyanın iyiliğinden de fenalığından da bahsetmezdiniz.Her kim neyi severse onu sık sık anar demezler mi?"
Sayfa 75 - Sadiye Erol AykaçKitabı okudu
Dostoyevski nedir
Dostoyevski, gerçeğin duvarının henüz görmediğimiz öte yanıdır. O, kendimize inen merdivenlerin başındaki kapıya ördüğümüz duvarın arkasında kalan kendimizdir. O, içinde yaşadığımız yüzyıla sığmayan, iç dünyamızdaki çamurun içinde parıldayan bir parça ışıktır. Dostoyevski, içimizde durmadan gerçekleri söyleyen ve bir türlü duymak istemediğimiz vicdanımızın Raskolnikov'udur. O, boğulmuş, kıyıda köşede kalıp unutulmuş düşlerimizdir. Evet bir kez daha tekrarlayalım soruyu:Dostoyevski nedir?.. Erol Anar
Seçmemeyi seçmek...
İnsan, her zaman iki kötü seçenekten birisini tercih etmek zorunda değildir. Böyle durumlarda, zor olan, seçmemeyi seçmektir. Seçmemeyi seçmek, bir kaçış değil, bir mücadele biçimidir. Bu coğrafyada, seçmemeyi seçmek, reddetme kültüründen geçer. Seçmemeyi seçtiğimiz gün, biraz daha özgürlüğe yakınlaştığımız gün olacaktır
Sayfa 191 - Chiviyazilari Yayınevi, İstanbul, 2003.
Reklam
Sen de kendini her zaman güçlü sanıyorsun değil mi? Kendine bir misyon yüklüyorsun, hayatın ve insanların karşısında kendine çok güveniyorsun. Oysa senin kendine yüklediğin misyonun zerre kadar önemi yok, hayatın sana ne misyon yüklediğidir asıl olan. Daha kendini tanımadan, bir kez olsun içsel bir yolculuğa çıkmadan herkesi bir bakışta tanıdığını, çözdüğünü ve leb demeden leblebiyi bildiğini düşünüyorsun, öyle değil mi dostum?
Sayfa 12 - Chiviyazilari Yayınevi, İstanbul
İnsan bazı durumlarda, karşısındaki insanın kendisini bir aptal yerine koymasına bile razı olup onun davranışlarını gözlemler. O kendini akıllı sanarak seni sömürdüğünü sanır, ama sen kendi davranışını ona göre belirlemediğin için, yine aynı saflık ve iyilik duygusuyla hareket edersin. Bu durumu Dostoyevski şöyle anlatıyor: “Hapishaneye geldiğim zaman fazla param yoktu, ama daha nefes almaya vakit bırakmadan bana başvuranlara para vermiştim. Dahası, kendilerini tanımadığımı, beni aldattıklarını sanarak, ikinci, hatta üçüncü defa gelenleri de boş çevirmemiştim. Onlara içten gücenmek ya da kırılmak elimden gelmiyordu... Mutlaka yalan ve kurnazlıklarıyla beni kafese koydukları kanısındaydılar. Oysa eminim ki para vermeyip onları kovsaydım, beni daha çok sayacaklardı. Ama kızdığım halde, istediklerini vermemek elimden gelmiyordu.”
Sayfa 10 - Chiviyazilari Yayınevi, İstanbul
Dostoyevski
Sevgili Uzaklar, Bugün sana, bütün zamanların en iyi yazarından Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’den söz etmek istiyorum. Bukowski bir kitabında, “Bu dünyaya iyi bir yazar beş yüz yılda bir gelir. Ve ben o değilim.” der. Dostoyevski ise, bu dünyaya beş bin yılda bir gelen yazarlardandır.
Sayfa 8 - Chiviyazilari Yayınevi, İstanbul
292 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.