Sancı, Emine Işınsu’nun ikinci kez okuduğum kitabı. İlkini üniversite yıllarında okumuştum, bence tekrar okumayı hak eden bir kitap.
Gelelim kitaba. Tezli bir kitap. Ne demek bu. Sağ sol hareketlerinin ülkücü bakış açısıyla ele alındığı, olayları bu bakış açısıyla aktarıldığı bir kitap. Zaten bu olayları objektif olarak aktaran yok, çoğunlukla
Önkuzu hey! ... Önkuzu!
Önde gider Önkuzu...
Anası 'Dursun' demiş...
Durmaz... gider Önkuzu.
Bittiğinde içimi hüzünle dolduran bir kitap oldu. Ülkücü Şehit Ertuğrul Dursun Önkuzu’nun hayatı, davası uğruna yaptıkları ve haince nasıl öldürüldüğünü o güzel kalemiyle bizlere destansı bir şekilde anlatmış Emine Işınsu.
SancıEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012899 okunma
Okuduğum kitaplar arasında en çok unutamadığım kitap olabilir. sağ-sol tartışmalarının olduğu dönem mükemmel bir şekilde yansıtılmış. Ülkücü Şehit Ertuğrul Dursun Önkuzu'nun yaşamına yer ver verilmiş. Işkence gordukten sonra ciğerlerine bisiklet pompası ile hava basılarak kendi fakültesinin camından aşağı atılmıştır. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Hayatıniz boyunca Ülkücü denilince aklınıza gelen ilk isim olacak Önkuzu.. (Allah rahmet eylesin.)
-hem erenler ölmez efendim, suret değiştirirler!
SancıEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012899 okunma
Dursun büyük bir teslimiyet içinde Yunus aleyhisselamın duasını okumaya başladı. Devamlı okurdu bu duayı, "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin" O kadar büyük bir tevekkül içine girmişti ki, karşısında koşarak gelen hinç içindeki gençleri görmüyordu bile
Osmanlı hangi gerekçelerle durdurulduysa, Türkiye aynı gerekçelerle hedef tahtasına yatırılıyor, kuşatılıyor, etrafı ateş çemberiyle çevriliyor, kardeş kardeşe vurduruluyordu.
İnsanlar, her işinde âdil davranabilmek için bir ölçüye muhtaçtır. Bu ölçü, akıl ile bulunamaz. Allahü teâlâ kullarına acıyarak, memleketleri korumak için, bir ölçü âleti gönderdi. Bu ilâhî ölçü ile adaleti ölçmek, dağıtmak kolay oldu. Bu ölçü Peygamberlerin getirdikleri dinlerdir. Güzel dinimiz İslâmiyet, insanlar arasındaki adaleti sağlamak için lâzım olan kuralları açıkça bildirmekteydi. Selçuklu ve Osmanlı bu ilahi adalete harfiyen sarılmışlar ve dünyanın hâkimi olmuşlardı.
Selçuklu ve Osmanlı düzeni büyük Türk şairi Yahya Kemal'in "Kökü mazide olan âtîyim" ifadesini hakkıyla temsil eden bir müessesedir. Çünkü sosyal bir kurum olarak bu müesseseler, geçmişte olduğu gibi bugün de ilkeleri ile hayatımıza yön vermektedir. Hiç kuşkusuz; binlerce yıllık emsalsiz kültürel mirası ile çağdaş kimliğini ve değerlerini uzlaştırmayı başaran milletimiz, gücünü tarihimizin derinliklerinden alan milli kurumları ile gurur duymaktadır
Türk siyasî tarihinin en önemli menzillerinden birini teşkil eden Ahilik; kültür mirasımız, ekonomik ve sosyal yapımız ile eğitim tarihimiz açısından da üzerinde hassasiyetle durulması gereken kurumlarımızın başında gelmektedir.