‘Nasıl ki imrenmenin biraz fazlası hasetliktir, nasıl ki tasarrufun biraz fazlası insanı cimri yapar; işte sevmenin, aşkın istikametini doğru tayin etmezsen kendini dipsiz bir kuyuda bulursun.’
Radyoda olarak görev yapan Nikolay Kostov yani kod adı 'Gün Yıldızı' Mustafa İzzet..
Almanların içinde sahte kimlikle casusluk yaparak, konuşmaları, olayları, gizli bilgileri üstlerine raporlar. Tanımadığı, bilmediği kişiler tarafından istihbarın diğer üyeleri teker teker öldürülür. Hatta biri de gözlerinin önünde gerçekleşir. Plandığı gibi gitmez işler kendini bambaşka bir karışıklığın ortasında bulur, karanlığın başka bir tarafıyla yüzleşir. Geçmişteki sırlar gün yüzüne çıkar.
1944 yılı dönemin olaylı yılları, ikinci dünya ve Balkan savaşının acımasız yüzü, Erzincan depremi..
Yazarın akıcı ve sürükleyici bir üslupla kaleme aldığı kitap, sizi adeta o dönemin atmosferine çekiyor ve heyecanı hiç düşürmeden sizi son sayfaya kadar sürüklüyor. Tarihe ve casusluk hikayelerine ilgi duyan herkesin keyifle okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Gün yıldızı serinin 2.kitabı fakat bağımsız olarak da okunabilir. İlk kitap ‘Kurt Gölgesi’.
Şimdi sırada onu okuyacağım