Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kim bilir, belki..
İnsan 30 yaşından sonra arkadaş yapamıyor kendine. Koca yapıyor, karı yapıyor, çocuk yapıyor, arkadaş yapamıyor. Yapsa da eskiler gibi olmuyor. Halbuki uykuya dalar gibi arkadaş olurduk okuldayken. Arkadaş olmak için yaratılmış gibiydik. Bir hafta içinde böbrek verecek hale gelirdik. Neden olmuyor bu işler 30' undan sonra.. Oysa o ne
Eskiler ne güzel demiş; Kalbine göm. Dua ile sula! Nasibinde varsa çiçek açar...
Reklam
Eskiler ne güzel demiş; Kalbine göm. Dua ile sula! Nasibinde varsa çiçek açar.Bizimkiler domates biber olur inşallah 😅
"Ummayan küsmez " der eskiler. Ne güzel bir söz .Biz ise yaptığımız herseyin mutlaka görülmesini bekliyoruz. İşte bu insanı zehirleyen bir durum ,görülmezze ya da görülür veya degerlendirilmez ise bu bizi nedense çok üzüyor. S.AŞCIOĞLU 24.04.2023 SAMSUN
Eskiler ne güzel demiş: Kalbine göm, Dua ile sula Nasibinde varsa çiçek açar. Rabbim yüreğimizi çiçek açtıran gönüllere denk getirsin..
“Mutluluğunu yüksek sesle anlatma, hasedin uykusu oldukça hafiftir.” demiş eskiler. Güzel bir şeyi ne kadar az kişiye anlatırsan, güzel kalma süresi de o kadar uzun oluyor. Yazılı olmayan bir kuraldır bu.
Reklam
Hiç duydunuz mu şu duayı? “Allah seni toplasın!” Eskiler böyle dua ederlermiş hep. Ne güzel bir duadır bu Ya Rabbi! hele ki bu çağa karşı! Allah seni toplasın! - Gözünü.. - Kulağını.. - Aklını.. - Yüreğini.. - Hayalini toplasın ağyardan.. Sana “el” olan sınırlardan.”Allah seni toplasın” Toplanmazsan dağılacaksın çünkü. Dağılınca da dağıtacaksın.
"Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki. Öyle içten, öyle canlı ki, insan türküyü yakanları, söyleyenleri karşısında, yanı başında görür gibi oluyor. Onlar gibi yaşamak, onların acılarına ortak olmak, onlar gibi sevmek istiyor. Daha yakından tanımak istiyor onları. O nesiller işte bu türkülerde, bu türkülerle yaşamaya devam ediyorlar.”
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
saygı ve rahmetle.
En büyük muhasebelerden birisi, günahların izlerini hayatta aramaktır. Eskiler ne de güzel demiş: "Ayağın taşa takılınca, bunu bir günahından bil." Günahlar mahrum bıraktırır, bazen Kur'an lezzetinden, bazen infak isteğinden. Günahlar hale tesir eder, bazen kalbin daralır, bazen ağzın bozulur. Günahlar sana karşı bakışı da değiştirir. Nitekim Süfyan es-Sevri dedi ki: "Ben bir günah işlediğimde, onu hanımımın ve bineğimin huyundan (bana karşı yaklaşımlarının değişmesinden) anlıyorum." Peki, Gazze konusunda bizleri derin ve kahreden bir etkisizliğe düçar eden günahlarımız acaba nelerdi ? Allah'ım her işimizi hayırla ıslah et. Günahlarımızı bağışla. Bizi olmamız gereken hale döndür ve bizi senin yolunda kullan.
Nostalji treni gibiyim
Ben gençken 'massanger' vardı. Msn yani... Ayarlar ordan verilirdi. Çok daha tenha ve çok daha özel bir mecrâ idi. Biri seni msn de ekledi mi, evine gelmiş kadar olurdu. Kişisel ileti adamı rezil de ederdi, vezir de. Dinlediğin şarkıyı görünür yaparak kişisel iletinin kralını iletebilirdin misâl. Msn şifresi kırmak seni daha karizmatik ve güçlü gösterirdi. Bir bilgisayarda iki msn oturumu açma durumu vardı sonra; ki bu da içimizdeki farklı kişilikleri aynı anda yaşatmamıza olanak sağlardı. Duygu durumlarını yansıtmak için leblebi gibi sarı noktalar değil, bildiğin kahkaha atarken yere düşebilen ifadelerimiz vardı. Çok mu sinirlendik mesela, gönderiyorduk titreşimi! Msn başkaydı. Offline (çevirimdışı) görünüp kim ne yapıyor izlemek de dahildi ajanlığa. Biri Online (çevirimiçi) oldu mu; ekranın sağ alt köşesinde kişi kartı görünürdü ne güzel. Hey gidi günler hey... Büyüdük vesselâm... Şimdi ben bu kadar lakırtıyı neden ettime gelirsek; işte o msn de kahkaha atarken yere düşen ve hatta düştükten sonra gülmekten can çekişir gibi ayağı titreyen bir ifade vardı. Yeşil pantolonlu koca kafalı bi'şey Hıh... İşte ben onu özledim. Olsa da göndersem :)
Reklam
Ne güzel söylemiş eskiler: “Evvel Refîk Bade’l-Tarîk. (Önce yoldaş, sonra yol.)” ... Refîk; herhalükarda seni sevendir. Dostluğu pazarlıksızdır. Muhabbeti karşılıksızdır. Güvenen ve güvenilendir. Refîk emin ise tarîk emniyetli olur. İşte o vakit menzile varılabilir.
Hayat 18 , bilemedin 20 yaşına kadar yaşadığındır . Ondan sonrası hayata tutunma çabası… İnsan ne yaşarsa o yaşına kadar yaşar … En güzel çağları olduğunun da farkında olmadan yaşar . Eskiler şöyle dermiş ; İnsan son 40 yılını, ilk 40 yılını anlamak için yaşarmış ….
ENC
ENC
Ne güzel demiş eskiler: Derman gafilin olsun.... Sevene dert gerek.... 🍂
"Mutluluğu yüksek sesle anlatma, hasedin uykusu oldukça hafiftir." demiş eskiler. Güzel bir şeyi ne kadar az kişiye anlatırsan, güzel kalma süresi o kadar uzun oluyor. Yazılı olmayan bir kuraldır bu.
1.309 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.