Siddhartha geçirdiği değişiklik üzerinde uzun uzun düşündü, içinde sevincinden şakıyıp duran kuşun sesine kulak kabarttı. Oysa bu kuş ölmüş değil miydi? Öldüğünü hissetmemiş miydi daha önce? Hayır, başka şeydi ölen ölmeyi hanidir özleyip durmuş bir şeydi. Bir zamanlar o yakıp kavurucu çilecilik yıllarında öldürmek istediği şey değil miydi bu? Kendi Ben'i değil miydi, küçük, ürkek ve mağrur Ben'i, bunca yıl savaşıp durduğu, onu dönüp dolaşıp yenilgiye uğratan, her öldürülüşünden sonra dirilip kalkan, sevinci yasaklayan, korkulara kapılan Ben'i?