Nûmân, küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başladı. Ankara'da ve Bursa'da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamânın fen ilimlerinde yetişti. Ankara'da Melîke Hâtun'un yaptırdığı Kara Medresede müderrislik yaparak talebe yetiştirmeye başladı. Kısa zamanda, halk arasında
Arif ol kim bilesin esrarını
Bu gözünle göresin envarını
Heşt Bihişt'den fariğ ol can terkin ur
Bunda bul yari bugün ko yarını
Kim ki bunda bulmak ister yarini
Varsın ol hep yare versin varını
Enes bin Mâlik (R.A.) buyurur:
Resûlüllah (S.A.V.) den işittim ki; dört şey orucu, abdesti ve güzel amelleri bozar:
1 - Yalan söylemek,
2- Gıybet etmek,
3- İftirâ etmek,
4- Genç hatunların yüzüne şehvetle nazar kılmak.
Tasavvuf özelde kişilerin ruhlarında derin izler bırakırken genelde ise toplumu ahlaklı kılan temel etkenlerdendir. Bu yönüyle tasavvuf sadece kişileri değil toplumları ve devletleri de etki alanı içine almıştır.
Türklerin tasavvufla tanışmaları İslâmiyet'le tanışmalarıyla aynı zamanda olmuştur. Türklerin tarih sahnesine çıkış ve dağılış yeri