Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kadirilik
Büyük ve en devamlı tarikatlardan biridir. Seyyid Abdülkadir Geylani (476 561 H) hazretleri tarafindan tesis edilmiştir. Kendileri 470 H. tarihinde Tab 561in Geylän kasabasında dünyaya geldiler. Hem ana, hem baba tarafından seyyiddirler. Daha küçük yaşlarında doğrulukla ve ahlaklarının güzelliğiyle kinleşmiş idiler. Bu doğruluklarının bir eşkiya reisini hidayete getirdiği, me kiblarında yazılıdır. Tesirli konuşan, nüfuz-ı nazara malik, hal sahibi bir mübare kişi idiler. 561 H.'de 91 yaşlarında dâr-ı bekaya göçtüler. Kadirilik ile hazretin açtığı tasavvuf çığırı Anadolu'ya kadar yayılmış te genişlemiştir. Anadolu'daki bu yayılma Eşrefoğlu Rumi tarafından yapılmış ve Kadirilik adı da millileştirilmiştir. Eşrefoğlu İznik'te doğmuş, müderrislik yap mış ve orada vefat etmiştir. Önce kayın pederleri Hacı Bayram Veli'ye intisin etmiş ise de, onun uygun görmesiyle, Hüseyin Hamevi'den Kadiriliği öğrenerek ona mahallilik ve tazelik katmıştır. Divan'ından başka Müzekki'n-Nüfüs adlı ese ri vardır. Bu eser çok såde bir Türkçe ile yazılmış olup, mahalli diyalektiğe at kelimelerle doludur. Eşrefoğlu Rumi'den Kadirîliğin Eşrefiye şubesi çıkmıştır. Tasavvufun ahlâk telâkkisinin ve içtimaî davranışlarındaki kaidelerinin halka in mesinde, halk terbiyesinde rolü büyük olmuştur. Müzekkî'n-Nüfüs'ta kullandığ Türkçe, devrinde halk arasında kullanılan tabirlerle de dolu olduğu için incelen meğe değer.
Sayfa 556Kitabı okudu
Dinle ney'den ,duy neler söyler sana Derdi vardır ayrılıklardan yana
Sayfa 27 - Sufi KitapKitabı okudu
Reklam
Gönüllerdeki Allah sevgisini ateşleyen Ahmed Yesevi'den Yunus Emre'ye, Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Hacı Bayram-ı Veli'ye, Eşrefoğlu Rumi'ye, Akşemsettin'e, Abdurrahim Tırsi'ye söz aynı menbadan kaynaklanmaktadır.
Sayfa 5 - Ankara Büyükşehir Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
Enes bin Mâlik (R.A.) buyurur: Resûlüllah (S.A.V.) den işittim ki; dört şey orucu, abdesti ve güzel amelleri bozar: 1 - Yalan söylemek, 2- Gıybet etmek, 3- İftirâ etmek, 4- Genç hatunların yüzüne şehvetle nazar kılmak.
Sayfa 340 - Arslan YayınlarıKitabı okudu
Ukbe ibni Amir buyurur: Resûl (S.A.V.) den sordum. Ve dedim ki: - Yâ Resûlallah! İki cihanda necât ve kurtuluş ne iledir? - Resûl (S.A.V.): Diline hâkim olmak, günah için ağlamak, halka karışmamak iledir. - Devamla şöyle buyurdu: - Ya Ukbe! Hiç bir kimsenin îmanı doğru olmaz, dili doğru olmadıkça. O kimseler ki, dilini zabt etmeyip salıverdiler, onlarda ne din kalır, ne de âhiret. Hep harâb olur gider. Zira o kimsenin dilinden müslümanlar incinir.
Sayfa 317 - Arslan YayınlarıKitabı okudu
Hak Teâlâ kıyamet gününde fakirleri çağırıp diyecek ki: - Ey kullarım! Ben dünyada size mal vermedim. Sizi fakir kimselerden ettim. Bu sizi sevmediğimden değildir. Belki çok sevdiğimdendir. Çok sevdiğim için habibim Muhammed Mustafa'nın sıfatıyla sizi sıfatlandırdım. Ey benim kullarım! Eğer ben dünyada size çok mal verseydim, bugün size şiddetli bir hesap vardı. Bu hesaba tâbi tutulmamanızı istedim. Bu sebepten sizi fakirlikte bıraktım. Siz de zenginlerden olsa idiniz şimdi onlar gibi sizde şiddetli sorguya tâbii tutulacaktınız. Sizi her ne kadar dünyada fakir kimseler den ettimse de burada sizi zenginlerden ediyorum. Eksiğiniz ney- se hepsini bitireyim. Cennet sizin içindir. Dilediğiniz kapıdan, dilediğiniz tarafına gidiniz, sâkin olunuz.
Sayfa 142 - Arslan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Selmân-ı Fârisî'den rivayet edilmiştir ki: Kendisi hastalandığında Sa'd ibni Ebî Vakkas kendisini ziyarete geldi. Selman'ın ağladığını gördü ve dedi ki: - Ne ağlarsın yâ Selman? Peygamber senden razı olduğu halde vefat etti. Selman buyurdu: - Ben öleceğime yanmam, yâ Sa'd! Dünyayı sevdiğim ve İstediğim için de ağlamıyorum. Şu sebeble ağlarım ki Peygamberimiz buyurmuştur ki: - Sizin dünyalığınız bir binicinin terkisinde taşıdığı kadar olsun! Halbuki ben son demlerimi yaşamaktayım. Etrafım dün yalık mal ve mülklerimle doludur. Acaba benim halim ne olacak? Sa'd buyuruyor ki; o anda etrafıma bakındım. Evinin içinde dünyalık olarak bir tahta çanak ile bir su tuluğu vardı. Bunları görebildim. Bunlardan mâadâ hiçbir şey göremedim. Sordum: Bunlarda ne var yâ Selman, bunlar için mi ağlarsın? Dedi ki: - Yâ Sa'd! Allah-ü Teâlâdan utanıyorum.
Sayfa 116 - Arslan YayınlarıKitabı okudu
Mesruk (r. a.) der ki: " Allah ﷻ' den korkmak kişide ilim hâsıl eder. İlimle kendini beğenmişliğe kapılmak ise cehalete sürükler."
Dinle ney'den, duy neler söyler sana Derdi vardır ayrılıklardan yana Kestiler sazlık içinden der beni Dinler ağlar hem kadın hem er beni Göğsü göz göz ayrılık delsin de bir Sen o gün benden işit özlem nedir
Ben dost hevâsına düşdüm özge hevâ neme gerek Başımda dost sevdâsı var gayrı sevdâ neme gerek Ey zâhid-i dünyâ-perest var zühdünü 'arz eyleme Ben 'âşık-ı şûrîdeyem zerk u riyâ neme gerek Ben dost yolunda nakdimi oynayuban ütdürmüşem Çün gitdi külli varlığım havf u recâ neme gerek Ben lâubâli giderim iki cihânı n'iderim Meylim yok sekiz uçmağa pes mâsivâ neme gerek Ben mest-i ezel gelmişem ben tâ ebed mest giderem Hiç ayılmaz esrikliğim zühd ü takvâ neme gerek Ben dost ile peymânımı Elest'den ön berkitmişem Ben dostu 'ayân görmüşem hayâl rüyâ neme gerek Ben uykumu fikr etmezem düş görüp ta'bîr etmezem Ben gelmezem ben gitmezem fenâ bekâ neme gerek Gerçi sûretde insânam ben sultân-ı ins ü cânam Ben fâriğ-i dü cihânam işbu gavgâ neme gerek Ben Eşrefoğlu Rûmî'yem ben bâkiyem kâdimem Ben ol mürg-ı lâhûtiyem arz u semâ neme gerek
Sayfa 86
Reklam
Ben derdimden inler idim derdim bana dermân imiş Bî-derd olan kimselerin den adı müselmân imiş Bî-derd olan insân değil hiç 'ameli olmaz kabul Derdsiz kişi bu âlemde bir yularsız hayvân imiş .. Derdlilerin âh u sûzu hoş cûşa getirdi bizi Derdsizlerin sovuk sözü katı zemherîden imiş .. Derdsizleri görür gözüm yanar içim göyner özüm Kim ol bîçâre gözsüzün kılavuzu şeytân imiş Maksud bu 'ilm ü 'amelden bu derd ü âh u sûz imiş Çün derd ü âh u sûzun yok bu ad sana bühtân imiş Gel dost derdine düş yürü bî-derd olandan giñ yürü Bî-derd olanların yeri cehennemde katrân imiş
Sayfa 77
Bahr-ı Ummân Kuşuyum
•{ }• ¶¶ Bahr-ı ummân kuşuyum yerim mekânım ondadır Bunda adım süregeldim dü cihânım ondadır Mevc urup ol bahr-i ummân bunda bıraktı beni Dürr-i bî-hemtâ benim mâ'den-i kânım ondadır Çağa çaylak baş açık yalın ayak geldim garîp Tâc u tahtım mâl u mülküm hânümânım ondadır Bunda tuzağa tutuldum bende düştüm nâgehân Bülbülüm zârîliğim ol gülistânım ondadır Bunda geldim Eşrefoğlu Rûmî dediler bana Dahî bundan özge benim âd u sânım ondadır¶¶ •{ }•
Sayfa 52 - Ketebe Yay. 31, 1.baskı, 2018.Kitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.