“Ben anladığım çarh ise bu çarh-ı çep-endâz
Yahşi görünür sureti amma ki yamandır.”
[Benim anladığıma göre bu dünya alçaktır, hilecidir. Dışarıdan güzel görünür ama içi fenadır.]
Yusuf Atılgan'ın muazzam romanıdır. Türk edebiyatında modernizmin kanaatimce zirve kitaplarından biridir. Modern hayatın da tesiriyle yaşadığı topluma ve en önemlisi kendine yabancılaşan bir karakterimiz vardır. Maddi açıdan yeterli fakat manevi açıdan yetersiz olan bu karakterimizin babasına karşı bir hesaplaşması vardır. Hayatı anlamlandırmaya çalışır fakat bir şeylerin eksikliğini daima hisseder. Hiçbir yere ait hissedemez kendini. Modern yaşamda oradan oraya savrulur ve savrulma esnasında tutamağını bulamaz, ilişkileri mütemadiyen sonlanır fakat bu arayışına anlam katabilecek bir umudu daima vardır. Kitap 4 mevsimin adını alan 4 bölümden oluşur. Mevsimlerden ilkbaharı "ilkyaz" olarak adlandırması da oldukça dikkat çekicidir. Şiddetle tavsiye ettiğim bir romandır. Kendinizi olay örgüsüne kaptıracak ve kitabın nasıl bittiğini anlamayacaksınız bile.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201760,1bin okunma
Saf şiir Türk edebiyatının başına gelmiş en güzel anlayıştır ve bu anlayışın en büyük iki temsilcisinden biri Ahmet Haşim'dir. Haşim sözlerini ilmek ilmek işleyen, o işlediği sözlere imgeleri ve ahengi ustalıkla yerleştiren bir şairdir. Şiir anlayışı yüzünden çokça eleştiriye maruz kalmış fakat kanaatimce "esas" şiirin mutlak temsilcilerinden olmuştur. Şiir, onun sayesinde ideolojinin değil estetiğin emrine verilmiştir. Piyale ikinci şiir kitabıdır. Oldukça ağır dili olan Ahmet Haşim'in şiirleri anlaşılması zor olsa da asla muğlak değildir. Zenginliği görebilene, estetik haz konusunda zirve yaşatacak eserlerden biridir.
PiyâleAhmet Haşim · Yapı Kredi Yayınları · 2018595 okunma
En sevdiğim gazellerden...
"Bir nîm neşve say bu cihânın bahârını
Bir sâgar-ı keşîdeye tut lâlezârını
Bir dem mi var ki âh ederek anmaya gönül
Ey serv-kad seninle geçen rûzgârını..."
[Bu cihanın baharını bir yarım neşe say, lale bahçesini ise içilmiş bir kadeh yerine koy. Ey servi boylu sevgili! Gönlün seninle geçen zamanı âh ile yad etmediği bir an var mıdır ki?]
“Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar, bilim geriliyor, tüm dünya tepetaklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar; kuşlar daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor, öküzler oynuyor.”
“Hâlbuki şair ne bir hakikat habercisi ne bir belagatli insan ne de bir kanun yapıcıdır. Şairin lisanı; "nesir" gibi anlaşılmak için değil fakat duyulmak üzere vücut bulmuş, musiki ile söz arasında, sözden ziyade musikiye yakın, ortaklaşa bir dildir.”
Nedîm… Tevfik Fikret’in deyimiyle “Şiirimizin çehre-i nev-civanisi” Attila İlhan’ın deyimiyle ise “Dil-baz bir şair-i nev-eda” dır. Türk edebiyatının incisi, klasik edebiyata yeni bir soluk getiren güzide şairin Divanı’nın en iyi basımı diyebilirim. Eserde tıpkıbasımın da verilmiş olması inanılmaz bir nimet. Şu an piyasadaki en güvenilir Nedim Divanı Muhsin Macit Hoca’ya ait. Eserdeki iki kusur çeviriyazı sisteminin olmayışı ve vezinlerin gösterilmeyişidir. Fiziki özellik bakımından oldukça ihtişamlı ve gösterişli bir eserdir. Divan edebiyatı ilgililerinin kütüphanesinde mutlaka bulunması gereken bir kitap.
Nedim DivanıMuhsin Macit · Atatürk Kültür Merkezi Yayınları · 201615 okunma