Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra Türkoğlu

“Ve bazı ümitlerimi muhafaza etsem de ümit etme yetimi kaybettim.”
Reklam
Biz olmasaydık, diyorum, Tanrı nasıl sevecekti kendini. Biz olmasaydık, insan bu kadar güzel olur muydu? Sen olmasaydın, ben bütün bunları -
Turna Türküsü
"Sevgilim Hangi acıyla yaprak dökersek dökelim İnsan kendini seveceği bir dünya buluyor..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
BAHÇE, ÇİĞ TANELERİ, YILDIZLAR
"Zaman sayılmıyor sevgilim Hayat Kaf Dağı'nın ardına çekildi Çiy taneleri kumlarda birer Leyla masalı, Yıldızlar başka avuçlarda terliyor, Kimse kendinden bir yere gitmiyor Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek."
İlk Harf
"Bu kalabalıkta bu tenhalık Sevgilim, bütün sözlerimi Mazlumların rüyasından seçtim ben. Budur, düşünmeden bildiğim Budur, ayaklarına serdiğim has bahçe.."
Reklam
Güneş Filizi
"Yaşamayı kimse bağışlamaz bize Biz onu ölümün ana rahminden Aşka dönmüş bir beden arzusuyla Harf harf yaratarak çeker alırız.."
Al yeşil pencere
"Seni sevdim Canıma yürüdü bütün zamanlar Yerlere göklere doldum."
Yaseminlerin sabahı
"Sen bir deniz kıyısında gonca zamandın Ben eski şarkılardan eskiydim, kimsesizdim İçimde dünyanın bütün akşamları, Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim Ey güzelliği ölümden büyük yaşama gücü Yalnız ölenler unutur birbirini Seni sevmeye yeni başladım.."
Işık Heceleri
"Giyindiğin her şey teninle sarhoş. Pencere, korunun rüzgarıyla öpecek ensenden. Işık, ışığa karışacak. Ben bütün bunların ortasında, titreyerek bakacağım sana. İnsan nasıl ağlamaz bu büyük masala. Günaydın, beni doğuran sabah."
Reklam
Işık Heceleri
Ey gecikmiş aşk, sen de bir yalnızlıksın bu yılkılık yalnızlıkta..
Işık Heceleri
Damla damla akıyorsun gözlerimden Şimdi yanında olsam, ağzını dinlesem, saçlarını giyinsem, güzelliğinin göllendiği yatağı sevsem, sevsem..
Ay beşiğim, şiirim uykum, güneş hecem Uyandım, sen oldum, giyindim dünyayı Deniz balkonda yapraklanıp duruyor Çembercik kuşu pencerede sabah duası Bir bağbozumu şarkısı saçların yastıkta Öyle bir sonsuzluk ki ömrün ömrümde Sende duruyor dünyanın bütün zamanları Başucundan bir şarap kandili Mumdan mühürler çıplaklığın hazinesinde Dökündüm sabahtan sonra da yıldızlarını...
Aşkı bu gövdeden doğuran dünya Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne Ayrılığa bırakma beni Ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü...
“Hayatı cisimlerinde arayan canlılardır mezarlardan korkanlar.”
“Kuşkusuz sizler sevinçleriniz ile kederleriniz arasında bir terazinin iki kefesi gibi askıda durmaktasınız”
Sayfa 39
Reklam
“Ne var ki hatıra, rüzgarda bir an fısıldaşan ve sonra sesi hiç duyulmayan bir güz yaprağından başka nedir ki!”
Babamın bahçesinde iki kafes var: Birinde, babamın kölelerinin Ninova Çölü’nden getirmiş oldukları bir aslan, öbüründe de artık ötmeyen bir serçe. Her gün tan ağarırken serçe aslana seslenir: “ Günaydın sana tutsak kardeş.”
“Benden nefret eden bir adam olsaydı bu beni rahatsız ederdi. Ondan korktuğum için değil, tersine bir başkasından nefret etmesine neden sağlayabilecek bir şeyi kendimde bulundurmayı çirkin bulduğum için: çünkü bir başkasının görünürdeki bahaneler olmadan nefret besleyebileceğini umabilirdim. Bu nedenle onu arar bulurdum, ona kendimi daha iyi tanıtırdım. Onda bana karşı birtakım iyi niyetlerin oluştuğunu gördüğümde bundan hiçbir zaman çıkar sağlamadan, bununla yetinirdim. Beni bir kere aldatan birine artık hiçbir zaman güvenemeyeceğim doğru ve zekice bir şeydir. Çünkü o artık prensip olarak kirlenmiştir. Ama biri beni aldattığı için tüm diğer insanlara güvenmemek bu insanlardan nefret etmek demektir.”