Jean-Paul Sartre (1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
1.Ataların Hikayesi Richard Dawkins
2. Bilgi ile Sohbet Celal Şengör
3. Cendere B.Terkoğlu
4.Baronlar Savaşı Timur Soykan
5. Arap M. ve Türkler İlhan Arsel
6. Sarayın Bozkurtları S. Önkibar
7. Evrim Yaşamı nasıl açıklar New
Termodinamiğin yalnızca buhar makineleri hakkında olduğunu düşünmeyin: termodinamik neredeyse her şey hakkındadır. Kavramlar, on dokuzuncu yüzyıl boyunca buhar o günün sıcak konusuyken ortaya çıkmıştır. Ama termodinamiğin yasaları formüle edilip, sonuçları keşfedildikçe, konunun ısı motorlarının, ısı pompalarının, m soğutucuların veriminden tutun da, kimyadan yola çıkıp yaşam süreçlerine varana kadar, oldukça geniş olay aralığına dokunabileceği anlaşılır bir hal almıştır.
Termodinamik, büyük maddeler -bazı durumlarda buhar makineleri kadar hacimli maddeler- üzerindeki gözlemlerden ortaya çıktı ve pek çok bilim insanının atomların salt hesaplama araçlarından daha fazlası olduğundan emin olmasından önce kuruldu.
Termodinamik Yasalarının bir açıklaması, sıradan kişilere yönelik olduğunu iddia ediyor, ancak bence ne açıklandığını anlamak için bile Fizikte en azından bir altyapıya ihtiyaç var.
Temelde bu yasaları ve sonuçlarını anladığımı sanıyordum, ne kadar yanılmışım?
Düşündüğümden daha derin ve ilginçler, tıpkı izafiyet yasaları gibi, mutlak sıfıra neden ulaşılamayacağı gibi olguları açıklıyor ve neyin ne olduğunu teorileştiriyor.
Termodinamiğe dair bildiğim en iyi giriş. Yazar, termodinamik yasalarının dördünü de, bunların tarihlerini ve gelişimlerini de içerecek şekilde kısaca ele alıyor.
Bununla birlikte birkaç küçük sıkıntı var:
1. Zamanın okundan hiç bahsedildiğini hatırlamıyorum - İkinci Yasa ile ilgili olarak bunun okuyucuya anlatılmaya değer olduğunu düşünürsünüz.
2. Kitabın sıradan insanlara yönelik olduğu göz önüne alındığında, burada muhtemelen biraz fazla matematik var.
Termodinamiğe neredeyse kapsamlı bir giriş sağlar; zaman ayırmaya değer.
Yapılabilir, ancak termodinamik yöntemlerle değil. Radyo frekansı enerjisi vuruşlarını kullanan elektron veya nükleer spinlerin koleksiyonu denen, kutuplaştırmaya uygun çeşitli deneysel teknikler vardır. Açıkçası, negatif sıcaklıklardan faydalanan günlük kullanımı olan bir alet vardır: lazer. Lazerin esas ilkesi çok sayıda uyarılmış halde atom veya molekül üretmek, ardından da onları, enerjilerini toplu halde çıkarmak için uyarmaktır. Yüksek enerjili ve düşük enerjili elektron durumları olarak andığımız şey, lazer maddesindeki atom veya molekülün düşük ve yüksek enerji durumlarının benzeri olarak görülebilir. Bununla birlikte, lazer efektinin dayandığı tersine popülasyon da negatif bir mutlak sıcaklığa karşılık gelir. CD ve DVD oynatıcılarında olduğu gibi, evimizde kullandığımız lazer-donanımlı tüm aletler, sıfırın altındaki sıcaklıklarda çalışır.
Evreni tanımlayan yüzlerce yasa içinde, bir avuç dolusu güçlü yasa gizlenmiş olarak bulunur. Bunlar enerji özelliklerini ve enerjinin bir türden diğerine dönüşümünü özetleyen termodinamiğin yasalarıdır.
Klasik termodinamik,termodinamiğin 19.yüzyılda herkesin atomların gerçekliğini kabul etmesinden önce ortaya çıkmış bir bölümüdür ve hacimsel özellikler arasındaki ilişkilerle ilgilenir.Atomlara inanmasanız bile klasik termodinamikle uğraşabilirsiniz.
Bu bölüme hepimizin buhar makinesi olduğunu belirterek başladık. (..) Her nerede düzensizlikten bir yapı düşünülürse, o, başka bir yerde daha büyük bir düzensizliğin üretilmesiyle yönetilmek zorundadır ki evrenin düzensizliğinde net bir artış olabilsin: düzensizlik, çizdiğimiz çok yönlü şekilde anlaşılır. Görmüş olduğumuz üzere, bu gerçek bir ısı motoru için açıkça doğrudur. Ne var ki, bu aslında evrensel olarak doğrudur.
(..)
Yakıt yiyecek olabilir. Entropide bir artışa denk gelen dağılım yiyeceğin metabolizması ve o metabolizmanın açığa çıkardığı enerji ve madde dağılımıdır. Bu dağılımdan faydalanan yapı piston ve viteslerin mekanik zinciri olmak yerine, vücut içindeki biyokimyasal yollardır. Bu yolların ortaya çıkmasına neden olan yapı tek tek amino asitlerden oluşan proteinler olabilir. Bu nedenle, yedikçe büyürüz. Yapılar farklı tür de olabilir: sanat eserleri olabilirler. Yeme ve sindirimle açığa çıkan enerjinin birleşmesiyle var edilebilen başka bir yapı da rastlantısal elektriksel ve sinirsel aktiviteden oluşan, beyindeki düzenli elektrik etkinliğinin meydana gelmesi olabilir. Dolayısıyla, yedikçe yaratırız: sanat eserleri, edebiyat eserleri ve kavrayış yeteneği yaratırız.
Sıfırıncı yasa basıncın,sistemlerin bileşim ve ölçülerine bakılmaksızın bir araya getirdiklerinde ne zaman mekanik denge olacağını tahmin etmemizi mümkün kılan bir fiziksel olduğunu belirtir.