~Yazarın ilk okuduğum kitabı~
Yazarı ilk Gölgesizler filmiyle duymuştum. İzlememiştim hala da izlemedim. Ama çok zor film olduğunu duymuştum. Kitabıda filmi gibi derin bir kitapmış. Bende gözüme ilk bu kitabını kestirdim. Biraz korkarak okudum başta açıkçası. Sonrası ise aktı gitti.
Yazarın yazdığı herşeyi yaşadım tek tek. Belki benim coğrafyama yakın olduğu içinde olabilir karakterleri tek tek gözümde canlandırdım. Hüseyin dayının " bizim kız" demesini ,annenin " len müslüman " deyişini kulaklarımla duydum sanki. Hele o ecel atı hikayeleri , duguk kuşunun uğursuzluğu , evler , sokaklar , bağlar bahçeler .. yazarında bu coğrafyada doğduğunu öğrenince bütün bunları nasıl bu kadar gerçekçi tasvir ettiğini anlamış oldum.
Diğer dikkatimi çeken şey ise baş karakterin ağır başlılığı oldu. Tam bir örnek insan. Daha da ötesi çok hayali bir insan gibi geldi. Bütün tepkiler orantılı hissiyatlı adeta bir derviş, bir ermiş gibi anlatılmış. Zaten bazı olaylarla da kalp gözü açık olduğu vurgulanmış gibi.
Son olarakta yazar sanki beynimin içine girmiş ve kitabın neresinde ne düsüneceğimi biliyormuş gibi beni takip etti. Kendimi kaptırmış okurken bu karakterin işi gücü yokmu derken yazar olduğunu öğrendim. Kardeşi neden ilgilenmiyor babasıyla derken kardeşi girdi sahneye. Dilinden bahsetmeye gerek yok zaten tertemiz bir anlatımı var.