Burası Berzah âlemidir. Ben Pisagor'um, dedi. -Pisagor mu? Hani bizim şu meşhur Pisagor. Filozof Pisagor ha! -Evet. -Ey büyük üstad! Sizi gördüğüme çok sevindim. Sizinle tanışmak benim için büyük bir şeref. Benim gibi, binlerce problemi olan bir öğrencinin, sizin gibi büyük bir üstadla karşılaşması büyük bir şans. -Evladım burası dünya değil. Yalan söylemene gerek yok. Lütfen bana "büyük üstad" deyip durma. Dünyada gece gündüz kafa patlattığım yetmiyormuş gibi, bir de asırlardan beri şu Berzah âleminde o bilmeceyi düşünüp duruyorum. Varlıkların aslının bir olduğunu biliyorum. Çünkü sayıların aslı bir sayısıdır. Konuya başka bir açıdan bakınca, kâinatta büyük bir uyum olduğunu görüyorum. Yalnız, anlayamadığım noktalar var. Burada düşünmek ve yazmak istiyorum. Fakat bu garip boşlukta ne bir yazı tahtası, ne de bir kalem var. Üzerinde bir parça kağıt ve bir kalem var mı? Üstadın söyledikleri bana tuhaf gelmişti. Sonunda, Berzah âleminde bile vesveseden kurtulamayan bu adamdan ayrıldım. Bir süre sonra başka bir gölgeye rastladım. Ona selâm verdim. Fakat o selâmımı almadan önce bana: -Talebem Platon'u ve onun talebesi Aristo'yu gördün mü? diye sordu. Bu soru karşısında son derece hayrete düşmekle beraber ona bu iki büyük filozofu niçin aradığını sordum. -Onları niçin arıyorsun? -Burada dalga geçip, kendilerini tuzağa düşüreceğim Sofistler yok. Canım çok sıkılıyor. Bizim Platon ve Aristo'yu bulsam, onları birbirine takıp, biraz eğleneceğim. Bu adamın konuşma tarzından, büyük filozof Sokrat olduğunu anladım.
Dünya evi varmış, anladım o da dert... Alnıma çizilmiş tımarhane elim âkibet cür'et Sonu ne olur bilmem ne bir adalet? Uyan kabrinden ey ünlü filozof Sokrat, Yolunu öğret beni de filozof et...
14-B servisinden N…İ…K…
Reklam
"Ey aziz Sokrat, neden hürmet ediyorsun bu delikanlıya sürekli? Daha yücesini tanımıyor musun? Neden sevgiyle bakıyor, Tanrılara yönelmiş gibi, gözlerin ona?" (Cevabı ikinci kıta veriyor:) ''Kim en derin olanı düşünürse, sever en canlı olanı. Yüce gençlik anlıyor, dünyaya kimin baktığını, ve hikmet sahipleri meylediyor, genellikle sonunda güzel olana ."
Daha sonra Sokrat yatağa uzanır və bədəni ayaqlarından başlayaraq hissizləşməyə başlayır. “Ey Kriton, Asklepiyə bir xoruz borcluyuq”-, deyir. Bu onun son sözləridir. Beləliklə, “Afinanın at milçəyi” ölür.
Filozof Et
Doğdum büyüdüm okuma, başıma oldu dert; Askerlik çağı, vazife hitam, emir, terhis et... Dünya evi varmış, anladım o da dert... Alnıma çizilmiş tımarhane elim âkibet cür'et Sonu ne olur bilmem ne bir adalet? Uyan kabrinden ey ünlü filozof Sokrat, Yolunu öğret beni de filozof et.. Ya da Allah’ım yeter azat et...
Sayfa 16 - 14-B servisinden N…İ…K… Prot. No. 46/1491Kitabı okudu
Beklenmeyen Misafir
İmkansızlığın en güzel noktasının mahrumuyum. Ve gerçekten son bulursa yol, üzülme Ne olursa olsun canım; Vazgeçmek benim erkeklik hamurumda yok! Belki bir gün anlarlar bizi, ama bu aşkı kurtaracak kadar da kahraman değiliz! Yukarı bak, daha da yukarı.. Cesaretine başı yüce dağlar utansın! Ben el olurum, sen elle bayram et gelinim. Beni kendime
Reklam
112 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.