Kitabı okurken çok üzüldüm ve gerçekten şöyle derinden sanki cigerimden üzüldüm diyebilirim... Bir insan düşünün. Bir söz vermis. Verdigi söz de Medine'yi " Son mermi, son asker, son damla kan ve hatta son hurmaya kadar savunmak"... Fahrettin Paşa verdigi sözü tutmuş ve tek başına üstelik ateşli hastalık geçirdiği halde, ölümüne yine de Medine'yi terketmeden savunmak istemis... Yazarken bile hala icim eziliyor sanki... Gözlerim yaşarıyor... Kitabi okuyanlar çok ağladık ilh. Demislerdi... Neredeyse sonlarina gelene kadar ben niye ağlamadım diye düşünürken son 30 sayfasinda gözyaşlarının damla damla aktığını gördüm... Ve şu son söz aynen aktarıyorum o kadar dokundu ki... Orada olsam Fahrettin Paşamı asla ve katta yalnız bırakmazdım... _ "Bayrağım! Al bayrağım, kızgın kumlarda yatan şehitlerim, gazilerim elveda! Efendimiz elveda! Ben gitmiyorum. Götürüyorlar! Götürüyorlar! Vallahi götürüyorlar!" _
Bu kitabi okuyun. Çekilen sıkıntıları son damla kana dek, son mermiye hatta son hurma çekirdeğine dek, ölesiye direnmenin mücadelesini okuyun... Diyecek baska bir söz bulamıyorum. Yazarken bile gözlerim ıslak... Okuyun bu kitabı...