Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
164 syf.
4/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
The Fallen Gods adlı 7 kitaplık serinin ilk kitabı kitaplar novella uzunluğunda yazılmış . Konulara bakınca mis dedim paranormal fakat zaten kısa olan kitabın neredeyse tamamı seks olunca işin boku çıktı . Yani arkadaşım zaten kısa yazmışsın üstelik 8 kitaplık serinin girişi bana biraz dünyayı konsepti tanıtsaydın . Bulundukları korkunç durumda devamlı seks yapmaları insanın asabını bozuyor . %15'lik bir hikaye var gerisi müstehcenlik geri kalanı tam porno . Hayır konu iyi aslında manyak özellikleri olan tanrı gibi 7 kardeş anlatılıyor niye ziyan edilmiş anlamadım . Dabria denen bizim hatun kadın kaçakçılarının yakaladığı her tür eziyete tecavüze uğramış bir hatun . Bu kadını aile evlat edinmiş asıl ailesi belirsiz durumda sonunda kızı adamlar yakaladıkları ejderle aynı yere kapatmaya karar veriyorlar . Dabria ile uykusundan uyanan ve 100 yılı aşkın bir süre bir hücreye kilitlenip zincirlenen ejderha tanrısı Mishal/Nyre 'nin hikayesi anlatılıyor . Fakat ilk kitapta olan bu manyak güçlü ejderha tanrısı bir halt beceremedi bu nasıl iş anlamadım. Ne ejderler okudum bu kadar cücük ejder görmedim . Bunu yakaladılar zincire vurdular sıradan adam gibi dayak atıyorlar şaka gibi şalaksajasa. Kızda efendim Vampirmiş aslında bir anda adamdan kan emmeye falan başladı . Külliyen zaman ziyanı yine neyse en iyi yanı çok kısaydı :D
Pretty Painful
Pretty PainfulK.A. Knight · Independently published · 02 okunma
Düşüş kitabının filmi olan Fallen'dan bir kısım
Düşüş'ün pek açıklayıcı bir kitap olduğunu düşünmediğim için Fallen filminden bir kısmı paylaşmak istedim. Paylaştığım kısımda Düşmüş Meleklerin efsanesine yer verilmiş. "Işık var olmadan önce melekler vardı. Karanlık her yere hakimken birden bire cennet ihtişamlı yaratıklarla parladı. Harikaydı ama uzun sürmedi. İblis tanrıya karşı geldi. Cennette bir sınır çizildi ve bir savaş başladı. Her melek cennetin kutsallığını veya dışarıda gezen kaosu tercih etmek zorunda kaldı. Bir melek bunu red etti ve uğruna savaşmaya değecek tek şeyin "aşk" dediğimiz güç olduğunu savundu. Cennetten atılan bu melek yalnız başına düşmedi. Kararını vermemiş olan tüm melekler yüce bir hiddetle düştüler. Bu meleklerin adına düşmüş melekler dendi. Cennetten sürgün edildiler ve dünyada yaşmaya başladılar. Ta ki aşkı seçen melek aşkı terk edene ve diğer melekler bir taraf seçene kadar sürgün edildiler."
Reklam
“Beni tanımak istemezsin. İstediğini düşünüyor olabilirsin ama istemiyorsun. Sözüme güven.”
Sayfa 51 - Rush
“Ben zaferim. Ben intikamım. Şu anda hiçbir yerde değilim. Ama yakında aranızda olacağım.”
"İnan bana, Bay Miller. Hayatın karanlık tarafını gayet iyi anlıyorum.” 
From Turgon ruin should come to him.
Morgoth feared Turgon, for of old in Valinor his eye had lighted on him, and whenever he drew near a dark shadow had fallen on his spirit, foreboding that in some time that yet lay hidden in doom, from Turgon ruin should come to him.
Reklam
"Asla gelmeyeceğini bildiği bir mucize için dua etti."
the neighbourhood - fallen star
"İçindeki tüm umut ve mücadele sanki vücudundan dışarı sızmış ve yıpranmış, topuk izleri olan ahşap zemine dökülmüş gibiydi."
Reklam
"Buraya gelmeden önce kim olduğunu unutmanı sağlayacaklar. Sadece bekle."
Doch gerade diese Sterblichkeit war es, die Menschen zu dem machte, was sie waren - eine Flamme, die am hellsten brannte, kurz bevor sie endgültig erlosch. Der Tod ist die Mutter der Schönheit, wie der Dichter sagte.
Sayfa 412Kitabı okudu
“Laß dich nur in keiner Zeit Zum Widerspruch verleiten! Weise fallen in Unwissenheit, Wenn sie mit Unwissenden streiten.” (Hiçbir zaman itirazın seni şaşırtmasına izin verme. Cahille tartışan bilgeler cehalete düşerler.)
Before I loved you, Love, nothing was my own: I wavered through the streets, among objects: nothing mattered or had a name: the world was made of air, which waited. I knew rooms full of ashes, tunnels where the moon lived, rough warehouses that growled Get lost, questions that insisted in the sand. Everything was empty, dead, mute, fallen, abandoned, and decayed: inconceivably alien, it all belonged to someone else—to no one: till your beauty and your poverty filled the autumn plentiful with gifts.
Du bist alles, was ich mir nur wünschen kann..
Sayfa 344Kitabı okudu
617 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.