İnsanların fikirleri çevrelerinden etkilenir ve aldığımız eğitim hayata baktığımız merceğin en önemli ışık kaynağıdır. Tıp eğitimi alan kişilerin zamanla insan bedenine daha soğukkanlı yaklaşması da bunun bir sonucudur. İnsanı, sadece anatomi ve fizyoloji kitaplarından okuyan birinin, karşısına gelen hastayı, bir zaman sonra, sadece doku; organ ve
Hâlık'ı Zülcelal, ehadiyet sırrıyla, her bir insanı ayrı bir mizaç üzere yaratmıştır..hiçbir insanı karakter, ruh, temayül, kabiliyet ve terbiye itibariyle yekdiğerinin tıpatıp aynısı yapmamıştır..farklılık ise hem bir imkan, hem de imtihandır..
Firavun’a gideceksin Metin Karabaşoğlu’nun Kur’an Okumaları serisinin üçüncü kitabı. Yazar yine o müdakkik ve naif üslubuyla Hazreti Musa kıssasını anlatan ayetlerden hareketle günümüz meselelerine ışık tutuyor. Sadece Hazreti Musa ile ilgili ayetler değil, bütünüyle hayatımızın içerisinde olması gereken Kur’an’ımızdan bazı ayetleri de yine bu
Yeryüzünde hangi dinden olursa olsun bütün başarılı olan adamların amacı, sonuçlar üzerine değildir.
Yeryüzünde hiçbir başarılı adam sonucuna göre bir amaç edinmemiştir. Yani ne Bill Gates gibi adamlar hayatları boyunca, "Öyle bir şey yapalım ki yaptığımız şeyden sonra zengin olalım." dememişlerdir. Esasında hepsi, insanların yaşadığı
KUR’ÂN-I HAKÎM’DE EN GENİŞ ŞEKİLDE zikredilen kıssa, Hz. Musa’nın kıssasıdır. Birçok sûreye yayılan bu kıssanın en mânidar kesitlerinden birini ise, Hz. Musa’nın ilk vahye ve ilk mucizeye mazhar olduğunda yaptığı dua teşkil eder. Rabbinin hitabına muhatap olup asâ ve yed-i beyzâ mucizelerine mazhar kılındığı anda, yani Hâlik-ı Zülcelâl tarafından